Bu sayfayı yazdır

Bir zaman bize muhabbeti vardı

Seyyid Tâhâ hazretleri Hakkâri’de yaşamış evliyanın büyüklerindendir. Silsile-i aliyyenin otuz birincisidir. Seyyid Abdülkâdir-i Geylânî hazretlerinin on birinci torunudur. Mevlânâ Hâlid-i Bağdâdî hazretlerinin halîfelerindendir. Doğum târihi bilinmiyor. 1853 (H.1269) senesinde Şemdinli yakınındaki Nehri’de vefât etti. Kabri orada olup ziyâret edilmekte, feyz ve bereketlerinden istifâde olunmaktadır...

CÜBBEDEN ÇIKAN BALIK!..
Seyyid Tâhâ hazretleri, bir gün câmide büyük bir cemâate namaz kıldırmak için ayağa kalkmıştı. Niyetten önce, mübârek sağ elini birden ileri uzattı. Geri çektiğinde bir mikdar su, mübârek cübbelerinin kolundan döküldü. Canlı bir balık da yere düştü ve çırpınmaya başladı. Cemâat hayrette kaldı. Namaz kılındıktan sonra Halîfe Köse cesâret edip; “Efendim, bu su ve balık nereden geldi?” diye arz etti. Seyyid Tâhâ hazretleri cevâben; “Kızıldeniz’de bir gemi batıyordu. Talebelerimizden birinin; “İmdât yâ mübârek hocam!” diye çağırması üzerine, yardım edip, gemiyi düzelttik. Büyüklerimizin himmeti, bereketiyle kurtuldular. Bu su ve balık oradandır” buyurdu...
Van’ın Gürpınar kazâsından bir zât, Nehrî’ye gidip, Seyyid Tâhâ’ya talebe olmak istedi. Kabûl edilince de geri dönüp evine geldi. Talebe olduktan birkaç gün sonra, hayvanlarının bir kısmını kurt kaparak telef etti. Şeytan; “Bu hocaya bağlanmak sana yaramadı, uğursuz geldi” diye vesvese verdi. O talebe nihâyet Seyyid Tâhâ hazretlerinin daha önce kendisine hediye ettiği tesbihi iâde etti. Maksadı hocasından ayrılmaktı. Tesbih, Seyyid Tâhâ’ya takdim edildiğinde, tebessüm buyurdu... 

“DEFOL YÂ LÂİN!..”
Aradan günler geçmişti. Seyyid Tâhâ hazretleri, bir gün öğle vakti namaza kalkarken, birden mübârek ellerini uzatıp; “Defol, yâ laîn!” buyurup namaza başladılar. Namazdan sonra Halîfe Köse; “Efendim, mübârek ellerinizi uzatmadaki hikmet ne idi?” diye suâl etti. O da; “Gürpınar’da bir Müslüman sekerâtta iken, şeytan aleyhillâne îmânsız gitmesine çalışıyordu. Büyüklerin bereketiyle defedildi. Adam îmânla vefât etti” buyurdu. Halîfe Köse; “Tesbihi iâde eden olmasın?” dedi. “Evet, odur!” buyurdu. “Efendim, o edebsizlik etmişti” deyince de; “Bir zaman bize muhabbeti vardı” buyurdular...

Toplam Görüntülenme: 1061

Yayın tarihi: Perşembe, 24 Aralık 2009