Bu sayfayı yazdır

Şâfiî fıkıh âlimi Şeyh Hubeyşî

Şeyh Hubeyşî, Yemen’de yetişen Şâfiî mezhebi fıkıh âlimlerinin büyüklerindendir. 1378 (H.780) senesinde vefât etti. Zamânında bulunan İslâm âlimlerinin önde gelenlerinden, yüksek bir zât idi. Çok talebe yetiştirdi. Bir ara kâdı oldu. Doğruluk ve takvâ üzere hareket ederdi. Verdiği kararlarda çok isâbet etmekle tanınmıştır...

SÂLİH RÜYALARIYLA MEŞHURDUR
Zebîdî diyor ki: “Ebû Muhammed el-Hubeyşî, sâlih rüyâlar görmekle de tanınmıştır.” 
Bu rüyâlardan birisini kendisi şöyle anlatır: 
“Bir sene hacca gitmiştim. Kendi kendime kâdılığı terk etmeye niyet ettim. Bu niyetimi Harem-i şerîfte tekrarladım. Bu kararımda sâbit olup, sekiz ay kadar iki kişi arasında hüküm vermedim. Bir gece rüyâmda Resûlullah efendimizi gördüm. Benim hüküm vermek için oturduğum yerde oturuyordu. Etrâfında da Eshâb-ı kirâmdan bâzıları vardı. Onlardan hazret-i Ebû Bekir’i tanıdım. Resûlullah efendimize yakın bir yere oturdum. Benim o sırada bâzı müşkil meselelerim vardı. Kendi kendime; “Resûlullah efendimiz bu müşkil meseleleri hâlleder” diye düşündüm. Daha sonra bu meseleleri Resûlullah efendimize sormaya başladım. Bana, bu meselelerin cevâbını tek tek açıklıyordu. Sonra ben huzûrunda dizüstü oturduğum halde, başımı eğdim. Bu arada kâdılığı bırakmak niyetimin uygun olup olmadığını onlara anlatmaya çalışıyordum. Ben bu şekilde otururken, iki kişi bana geldi. Onlardan biri diğerinden dâvâcı oldu. O iki kimseye; “Burada, her şeyin kendisinde son bulduğu asıl vardır. Niçin O’na değil de bana soruyorsunuz?” diyerek, Resûlullah’ı işâret ettim. Resûlullah efendimiz bana; 
“Aralarında hüküm ver!” buyurdu. Bu durum bana çok ağır geldi. Huzûrlarında bir şey söylemekten, hele hüküm vermekten çok utanıyor ve sıkılıyordum. Bununla berâber, Resûlullah efendimizin emrine itâat ettim. Aralarında hüküm verdim. Sonra uyandım. Bu rüyâdan, Resûlullah efendimizin, benim kâdılığa devâm etmemi arzu ettiklerini anladım ve kâdılığa devâm ettim.

“ÂHİRETE GÖÇME VAKTİM GELDİ”
Hubeyşî hazretleri vefat edeceği zaman buyurdu ki: “İki sene önce, rüyâmda, vefât edeceğim yer ve zaman bildirilmiştir. Artık ahirete göçme vaktim gelmiştir...” 
Vefât ettiği zaman, cenâzesinde hazır bulunanlardan bâzıları; “Biz onun cenâzesinde bulunmakla, çok nûrlar, apaçık işâretler, hayra alâmetler ve güzel hâller gördük” demişlerdir...

Toplam Görüntülenme: 1264

Yayın tarihi: Çarşamba, 23 Aralık 2009