Bu sayfayı yazdır

Kabirdeki ibâdete sevap verilmez!..

Sâbit-ül-Benânî şöyle dua etti: “Yâ Rabbî! Bir kimsenin mezarda namaz kılmasına izin veriyor isen, bana da kabirde namaz kılmayı nasip eyle!”

Sâbit-ül-Benânî, Tâbiînin, zâhid, âbid ve müttekilerindendir. Hadîs ilminde sika, emîn, güvenilir ve îtimâd edilir bir âlimdir. 
Bu mübarek zat diyor ki: “Hamîd-i Tavîl’e sordum: Mezarda peygamberlerden başka namaz kılan olur mu?” “Evet, başkaları da kılabilir” dedi.

“MEZARINDA NAMAZ KILIYORDU!..”
Sâbit-ül-Benânî hazretleri vefat etmeden önce: “Yâ Rabbî! Bir kimsenin mezarda namaz kılmasına izin veriyor isen, Sâbit’in de kabirde namaz kılmasını nasip eyle” dedi. Ebû Nu’aym, bildiriyor ki: “Şeybân bin Cisr dedi ki: Kendinden başka ilâh bulunmayan Allahü teâlâya yemin ederim ki, Sâbit-i Benânî’yi mezara koydum. Hamîd-i Tavîl de yanımda idi. Üzerine toprak örttük. Toprak bir yerinden çöktü. Kabre baktım, namaz kıldığını gördüm...” 
İbni Cerîr haber veriyor ki, seher vakitlerinde kabristandan geçenler, Sâbit-i Benânî’nin kabrinden Kur’an-ı kerim sesi duyduklarını söylerlerdi. İbnül Cevzî de bunu bildirmektedir... 
Ebül-Hasen bin Berâ’ bildiriyor ki: “Mezarcı İbrâhîm salih bir kimsedir. Bana, (Bir mezar kazmıştım. Mezardan ve kerpiç parçalarından misk kokusu duydum. Kabre baktım. Bir ihtiyâr oturmuş Kur’an-ı kerim okuyordu) dedi...
Ümmül Esved dedi ki: “Mu’âze benim sütannem idi. Bir gün dedi ki: Ebüs-sahbâ ve oğlum şehit olunca, dünya gözüme zindan oldu. Hiçbir şeyden tat alamaz oldum. Yalnız şunun için yaşamak istiyorum ki; cenâb-ı Hakkın rızasına kavuşturacak bir şey yapabilsem de, Ebüs-sahbâ ile ve oğlum ile Cennette buluşabileyim... Muhammed bin Hüseyin bildiriyor ki: “Mu’âze vefât ederken ağladı. Sonra güldü. Sebebini sorduk. Namazdan, oruçtan ve Kur’an-ı kerim okumaktan ve Allahü teâlâyı zikretmekten ayrılıyorum diye üzülmüştüm. Sonra Ebüs-sahbâyı gördüm. İki parça yeşil elbise giymiş. Dünyada böyle görmemiştim. Bunun için de güldüm dedi...”

RUHU TEMİZ VE HASTA OLANLAR
Hadis âlimlerinden Abdürrahmân ibni Receb diyor ki: “Allahü teâlâ dilediği kuluna kabirde sâlih işler yapmayı ihsân eder. İnsan ölünce amel, ibâdet yapmak vazîfesi biter. Kabirdeki ibâdete sevap verilmez. Fakat, Allahü teâlânın ismini söylemekle ve ibâdet etmekle zevklenir. Melekler ve Cennette olanlar da böyledirler. İbâdet yapmaktan lezzet duyarlar. Çünkü zikir ve ibâdet ruhu temiz olanlar için, en tatlı şeydir. Ruhu hasta olanlar, bunun tadını duyamaz.”

Toplam Görüntülenme: 1118

Yayın tarihi: Pazartesi, 31 Ağustos 2009