Bu sayfayı yazdır

Bir zekâ hârikası İbn-i Şihab ez-Zühri

İbn-i Şihab ez-Zühri hazretleri Tâbiîn devrinin meşhûr âlim ve velîlerindendir. 672 (H.52) târihinde doğup, 742 (H.124) senesinde, Şam’da vefât etmiştir. Bir zekâ ve fazîlet hârikasıydı. Kur’ân-ı kerîmi seksen gecede ezberlemişti. Medîne-i münevveredeki “Fukahâ-i Seb’a”, yâni yedi meşhûr âlimin bildirdikleri fıkıh bilgilerinin hepsini öğrenmişti.

“İLİM BİR HAZİNEDİR”
Zührî, Resûlullah efendimizin mübârek hadîs-i şerîflerinin sağlam şekilde zaptedilmesi için, ilk çalışmayı başlatan büyük bir âlimdir. Hadîs-i şerîfleri önce o toplayıp kitap hâline getirmiştir.
Zührî hazretleri buyurdu ki:
“Tam ehil olmadan fetvâ veren kimse, Allahü teâlânın nezdinde mes’ûl olur. Böyle kimse, Cehennem’in tâ kenârındadır.”
“Biz bir âlime gittiğimizde, bize göre, ondan edep ve terbiyeyi öğrenmek, onun ilminden istifâde etmekten önce gelirdi.”
“Bizden önceki büyüklerimizden duydum: Sünnete sarılmak, insanın dünyâ ve âhirette kurtuluşuna vesîledir. İlmi yaşatmak din ve dünyâ işlerinin iyi olmasını temin eder. İlim giderse, din ve dünyâ da gider. Her şeyin nizam ve intizâmı bozulur.”
“Bir gün Ubeydullah bin Abdullah Utbe’nin yanına gittim. Sinirli bir hâli vardı. Kızma sebebini sordum. Az önce bir yere uğradım. Selâm verdim, almadılar. Doğrusu hayret ettim dedi. Bunun üzerine ona; ‘Buna hiç hayret etme. Nedense bâzı kimseler, kötü bir huy olduğu halde, kibirden sakınmıyorlar. Halbuki, topraktan yaratıldı. Yine ona dönecek’ dedim.”

“BEN ŞEHİD DEĞİL MİYİM?”
Zührî hazretleri şöyle nakleder:
“Bedir Gazasında Ubeyde (Ebû Amr) radıyallahü anh ile müşriklerden Utbe birbirlerine karşılıklı hamle yaptılar. Birbirlerine gâlib gelemediler. Hazreti Hamza ile Hazreti Ali rakiblerini öldürdükten sonra Ubeyde’yi yaralıyan Utbe’ye hücum ettiler. Onu öldürüp Hazreti Ubeyde’yi Resûlullah efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) huzuruna getirdiler. Ubeyde’nin bacağı kesilmiş, kemiğinin iliği akıyordu. Peygamber efendimize; ‘Yâ Resûlallah! Ben şehîd değil miyim?’ diye sordu. (Evet, şehîdsin) buyurdular. Bunun üzerine Hazreti Ubeyde; ‘Resûlullahı korumak için onun etrafında, oğullarımızı, hanımlarımızı ve canımızı feda ederek öldürülmedikçe kimseye teslim etmeyiz’ diye Ebû Tâlib’e söz vermiştik. Sağ olsaydı sözümüzde durduğumuzu görürdü” dedi

Toplam Görüntülenme: 1478

Yayın tarihi: Perşembe, 16 Ekim 2008