Bu sayfayı yazdır

Fudayl bin İyâd'ın talebesinin vefatı

Fudayl bin İyâd hazretleri, evliyânın büyüklerindendir. 726 (H.107) senesi Horasan’da doğdu. 803 (H.187) senesi Mekke-i mükerremede vefât etti.
Kabr-i şerîfi Mekke’de Cennet-ül-Muallâ’da hazret-i Hadîce vâlidemizin kabri civârındadır...
Fudayl bin İyâd hazretleri, tövbe edenlerin önde gelenlerinden emsâli az bulunan bir zâttı.

NAMAZ KILAN EŞKIYA!..
Gençlik yıllarında eşkıyâ reisi olup, yol kesicilik yapar, kervanları soyardı. Böyle olmasına rağmen namazlarını bırakmaz, oruçlarını tutardı. “Yol kesen”lerden idi; öyle bir tövbe etti ki “yol gösteren”lerden oldu...
Hikmetli sözlerinden bir kısmı da şöyledir:
“Rızâ hâlindeki kişinin dostluğuna inanmam, kızdırdığım bu kişinin gazab hâlindeki dostluğuna inanırım.”
“İnsanın, yanında bulunanlarla tatlı tatlı sohbet etmesi, onlara güzel ahlâk ile davranması, geceleri sabaha kadar ibâdet ile, gündüzleri hep oruçlu geçirmesinden hayırlıdır.”
“Duâmın kabûl olacağını bilsem, yalnız devlet başkanı için duâ ederdim. Çünkü, devlet başkanı iyi olursa, şehirler ve insanlar kötülüklerden ve belâlardan emin olur.”
“Kim, din kardeşi için diliyle sevgi ve hulûs gösterir de içinden ona düşmanlık ve kin beslerse, Allah ona lânet eder, dilsiz yapar ve kalp gözünü köreltir.”
Fudayl bin İyâd hazretleri talebelerinden birinin vefâtı yaklaşınca, onun yanına giderek Yâsîn-i şerîf okumaya başladı. Talebe; “Ey hocam! Bunu bana okuma” deyince, Fudayl hazretleri sustu. Sonra o talebeye Kelime-i tevhîdi telkîn etti. Talebe; “Ben o mübârek sözü söyleyemiyorum. Çünkü ondan uzağım” dedi ve vefât etti...

ÇOK MAHZUN OLMUŞTU...
Fudayl bin İyâd hazretleri evine dönerek evden çıkmaksızın bir müddet mahzûn oldu, ağladı. Sonra rüyâsında talebeyi Cehennem’e götürürlerken gördü ve;
“Ey oğul! Sen talebelerimin en iyilerindendin. Neden Allahü teâlâ senden mâ’rifet nûrunu aldı?” diye sordu.
Talebe şöyle cevap verdi: “Üç şey sebebiyle Allahü teâlâ benden mâ’rifet nûrunu aldı. Birincisi, nemîme. Çünkü ben size başka, arkadaşlarıma başka söyler, söz taşırdım. İkincisi hased. Ben arkadaşlarıma hased ederdim. Üçüncüsü, içki. Bir defâsında hastalanmıştım. Hastalığımı tedâvî ettirmek için hekîme gittim. Hekim bana; ‘Her sene bir kadeh şarap içeceksin, yoksa iyi olmazsın’ dedi. Ben de böylece alışıp gittim” dedi.

Toplam Görüntülenme: 1575

Yayın tarihi: Cuma, 05 Eylül 2008