Bu sayfayı yazdır

Sen beni rüyâda gördün değil mi?

Mâlik bin Dînâr hazretleri, hacda iken bir rüya gördü ve hâlâ tesirindeydi... Sabahleyin hemen, rüyada gördüğü ve ismi Abdurrahman olan zatı aramaya başladı:
-Aradığın kimse Kur’ân ehlidir. Her yıl hacca gelir, dediler.
Araya araya onu buldu. Onu görünce Abdurrahman bir âh çekip bayıldı. Ayılınca aralarında şöyle konuşma geçti:
-Beni rüyâda gördün ve Allahü teâlânın beni affetmediğini söylemeğe geldin değil mi?

-Sâlihlerden birine benziyorsun. Acaba, Allahü teâlâ seni niçin affetmiyor. Ne günâh işledin?
-Bir Ramazan ayının ilk gecesi idi. İçki içip sarhoş olmuştum. Bu sırada babama vurup bir gözünü çıkarmışım. O da bana bedduâ etmiş. Ertesi günü ayılınca yaptıklarıma pişman oldum. Her yıl böyle hacca gelir duâ ederim. Fakat, her seferinde sizin gibi birisi gelir, “rüyâmda gördüm Allah seni affetmedi” diye söyler.
Mâlik bin Dînâr babasının yerini öğrenerek onun yanına gitti. Babası ile aralarında şu konuşma geçti:
-Hoşgeldin yâ Mâlik!
-Beni nasıl tanıdın?
-Bugün Allahü teâlâya duâ edip, seni görmeyi dilemiştim.
-Seni ziyâretimin bir sebebi var.
-Buyurun bir isteğiniz varsa hemen yerine getiririm.
-Farzet ki kıyâmet kopmuş, oğlun Abdurrahmân’ı tutup Cehennem’e götürüyorlar. Onu bu hâlde görsen üzülmez misin?
-Sen şâhit ol ki, oğlumun kusurunu affettim.
Mâlik bin Dînâr, hemen Abdurrahman’ın yanına gitti ve;
-Baban seni bağışladı. Birazdan seni görmeye gelecek, dedi.
Abdurrahmân bu sözleri duyunca bayıldı. Bu sırada babası geldi. Mâlik bin Dînâr’dan ricâ etti;
-Oğlumun şu an öleceğini zannediyorum. Dua edin de şehâdet getirerek rûhunu teslim etsin.
Mâlik hazretleri, şehâdeti telkin etmeğe başladı. Fakat Abdurrahmân cevap vermiyordu. Nihâyet gözlerini açıp, karşısında babasını görünce ona yalvaran bir sesle dedi ki:
-Babacığım ne olur, gel sen de benim gözümü çıkar!
-Ey gözümün nûru! Ben senden râzı oldum.
Bu sırada Abdurrahmân iki defâ şehâdet getirdi. Mâlik bin Dînâr ona sordu:
-Hâlin nasıldır?
-Baygın halde iken baş ucumda elinde topuz olan bir melek durup bana: “Baban senden râzı değil! Bu topuzla senin başına vuracağım” dedi. Az sonra, başka bir melek gelip yeşil bir mendille gözlerimin yaşını sildi ve dedi ki: “Şehâdet getir! Baban ve Allahü teâlâ senden râzı oldu” dedi. Bunları söyler söylemez rûhunu teslim etti.

Toplam Görüntülenme: 1195

Yayın tarihi: Cuma, 14 Eylül 2007