Bu sayfayı yazdır

81 - AKILLI KİŞİLER ÖĞÜNMEKTEN AR EDERLER

Orhan Gazinin oğlu Süleyman Paşanın Rumeli’de giriştiği fütuhat, küffar diyarında görülmedik bir tesir bıraktı. Balkanlardaki krallar, Bizans İmparatoruna gönderdikleri haberde:“Şimdiye kadar Rum ülkesi, Müslüman saldırılarından korunabilmekteyken, İslam ordularının askısı iyice artmış ve güçleri çoğalmıştır. Karşı çıkmakta gevşeklik gösterirsek, hepimizin yok olmasına ve onların güçlenmesine yol açılmış olur. Henüz ayakları iyice yere basmadan onları topraklarımızdan kovmak için birlikte hareket edelim.”

Süleyman Paşa, onların, Müslümanlara karşı ittifak kurduklarını haber alınca, askerlerine şu nasihatlerde bulundu:“Şu gördüğünüz olağanüstü işler, yaptığımız akıl almaz girişimler, şimdiye kadar zaferi rehber edinen ordumuzun yeni ülkeler fethetmesine sebep olmuştur. Bu fetihler, aslın da Allahü Teâlânın yardımı ve Cenâb-ı Peygamberin mucizesinden başka bir şey değildir. Yoksa böyle bir destek ve yardım olmazsa, bu kısa zamanda, bu kadar az askerle, bu kadar çok iş görmek kolay değildir. Meydana gelen fetihler, İ’lâ-yı Kelimetullah için gerçekleştirilmiştir. Sağlam inançlara sahip kişiler, cihad yolunda gayret edip, baş koymak zorundadır. Hele şimdi düşmanın toptan hareket etmesi ve asker toplaması, bizim böyle çalışmamızı gerektirir. İslam ehline layık olan inanış budur ki; “Ne kadar az da olsa, Mü’min bir topluluk, çok kalabalık orduları Allah’ın izniyle mağlup etmiştir” Din yolunda harp eder iken, Allah’ın yardımına güvenerek küffar ile cenge çıkmalı, düşman üzerine atılmalı, ürkmeden direnmelidir. Hayat, herkese giydirilen emanet bir elbisedir. Akıllı olanlar bunun ile öğünmekten ar ederler. Her kişinin nefesleri sayılı, sonu da bilinmemektedir. Herkesin, ölümü her an hazır ve ruhları derleyen meleğin de ensesinde beklediğini bilmesi gerekir. Eğer vaadedilen ölüm günüm gelip çatarsa, sizler din düşmanlarından yüz çevirip, kafirlerin önünden kaçmayasınız. İslam’ın sancakları, din yolunda savaşanların gayretleri ile durmuş iken, başınızda benim yokluğum mağlup olmanızı gerektirmez. Mü’min olmanın gereği, Allah’a güvenerek gayret etmektir. Rabbimizin yardımı olduğu müddetçe, karşımıza çıka her ordunun sonu felakettir. Önünüze çıkan belaları göğüslemek, benim varlığıma bağlı değildir. Doğru yolu gösteren Hazrete sığınarak, Peygamberlerin Efendisi’ne  “sallallahü aleyhi ve sellem” bağlanarak hasımlarınıza karşı mücadelede sabır ve tahammül edesiniz.”

Toplam Görüntülenme: 1985

Yayın tarihi: Pazar, 21 Mart 2004