Bu sayfayı yazdır

55 - YILDIRIM BAYEZİD'İN ÂLİMLERE HÜRMETİ

Yıldırım Bayezid Han’ın oğlu Musa Çelebi, çocukluğunda da çok zeki ve haşarı idi. Gönderildiği mektepte, arkadaşları ve bilhassa hocası, ondan çok çekiyorlardı. Bir gün hocası dayanamadı ve onu dövdü. Küçük Musa, akşam ağlayarak eve geldi ve babası Sultan Yıldırım Bayezid’e:-Sizin gibi bir sultanın oğlunun darb edilmesi layık mıdır? Dedi.Bunun üzerine Sultan Bayezid:-Demek bir Sultanın oğlunu dövdü, öyleyse yarın ben de mektebe geleyim de hocaya bunun hesabını sorayım, cevabını verdi. Oğlunu gönderdikten sonra mektebe gitti ve hocası ile görüşerek, icabeden talimatları verdi.

Ertesi gün Yıldırım Bayezid Han, oğlu ile beraber mektebe gitti. Daha sınıfın kapısından içeri girerken, hocası onu gördü ve:-Sultanım, şimdi derse başlayacağım, lütfen dışarı çıkın,dedi.Padişah:-Sen benim oğlumu dövmüşsün, buna nasıl cür’et ettin? Dedi.Hoca, daha önceden aldığı talimat gereği:-Burada benim yaptığım hiçbir icraata kimse müdahale edemez. Sultan dahi olsa, dedi ve eline bir sopa alarak padişahı kovalamaya başladı. Sultan kaçarak sopa yemekten kurtuldu. Bu manzarayı gören Musa Çelebi, korkudan ne yapacağını bilemedi.Akşam eve gelen küçük Musa, sessizce bir köşeye sindi. Babası sultan Bayezid:-Aman oğlum, senin hocan yavuz bir kişi imiş. Sakın bir daha karşı gelme. Neredeyse beni bile dövecekti, dedi. Musa Çelebi de bundan sonra iyi bir talebe oldu.

Toplam Görüntülenme: 2027

Yayın tarihi: Salı, 24 Şubat 2004