Dumlupınar’dan yükselen son söz: Vatan sağ olsun

Meşhurların Son Sözleri

Salı, 03 Nisan 2007

1953 yılı... 3 Nisan’ı 4 Nisan’a bağlayan gece, Dumlupınar Denizaltısı Ege’de katıldığı NATO tatbikatından geri dönüş yolunda, Çanakkale Boğazı’ndan içeriye giriyordu. Sisli ve rüzgârlı gecede su üstü seyri yapan denizaltının rotası Gölcük’teki Denizaltı Komutanlığı ana üssüydü. Dumlupınar; manevralar boyunca iki gün su altında kalmış, üstün başarı gösteren gemi personeli yerli yabancı tüm komutanların takdirini kazanmıştı...

Devamını oku...

Ebû Abdullah Rugandî

Meşhurların Son Sözleri

Pazartesi, 02 Nisan 2007

Ebû Abdullah Rugandî hazretleri, büyük velî Ebû Osman Hayri (Saîd bin İsmâil Hîrî)’nin sohbetlerine devâm ederek ondan çok istifade etti ve yüksek derecelere kavuştu. Ayrıca çok âlimin sohbetinde bulundu ve onlardan ilim öğrendi. Yaşadığı beldede zamanın bir tânesi idi. Kerâmet sahibi olup himmeti çok idi. İnsanlardan uzak bir hayat sürmüştür. 350 (m. 961) yılından sonra vefât etti...

Devamını oku...

Mezheb İmamı Mâlik bin Enes

Meşhurların Son Sözleri

Pazar, 01 Nisan 2007

İmâm Mâlik bin Enes, 708 (H.90) senesinde Medîne-i münevverede doğdu. Doğum târihiyle ilgili başka rivâyetler de vardır. 795 (H.179) senesinde Medîne-i münevverede vefât etti.
Tebe-i tâbiînden olan Mâlik bin Enes, ilimle ve hadîs-i şerîf rivâyetiyle meşgûl olan bir âilede ve çevrede yetişti. Dedesi Mâlik, babası Enes, amcası Süheyl hadîs-i şerîf rivâyet etmişlerdir. Sevgili Peygamberimizin yaşadığı ve İslâm dîninin hükümlerinin vazedildiği zamânın en önemli ilim merkezlerinden olan Medîne-i münevverede hayat sürdü.

Devamını oku...

Mevlânâ Seyyid İbrâhim Efendi

Meşhurların Son Sözleri

Cumartesi, 31 Mart 2007

Mevlânâ Seyyid İbrâhim Efendi, on beş ve on altıncı asırlarda Anadolu’da yetişen İslâm âlimlerinden ve evliyânın büyüklerindendir. İsmi, Mevlânâ Seyyid İbrâhim bin Muhammed bin Hüseyin bin Ali el-Horasânî olup, Mevlânâ Seyyid İbrâhim adı ile tanınır. Ayrıca “Emîr Efendi” diye de bilinir. Babası Horasan diyârının ileri gelenlerinden Sadrüddîn Muhammed isminde bir zât olup, Anadolu’ya gelerek, Amasya yakınında bulunan Yenice ismindeki köyde yerleşmişti. O köyde bulunan büyük bir zâviyede talebe okuturdu. İbrâhim Efendi bu köyde dünyâya geldi...

Devamını oku...

Bir gönül sultanı Ahmed el-Mukrî

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 30 Mart 2007

Ebû Abdullah el-Mukrî, evliyânın büyüklerindendir. Künyesi Ebû Abdullah, ismi Muhammed bin Ahmed el-Mukrî’dir. Ebû Abdullah; Yûsuf bin Hüseyin Râzî, Abdullah el-Harrâz, Muzaffer el-Kirmanşâhî, Ruveym bin Ahmed, İbn-i Cerîrî ve İbn-i Atâ’nın sohbetlerinde bulundu, onlardan ilim öğrendi. Ayrıca Ahmed bin Hanbel’in oğlu Abdullah’ın talebesidir.

Devamını oku...

Gariplerin sığınağı Nasûh Çelebi Belgrâdî

Meşhurların Son Sözleri

Perşembe, 29 Mart 2007

Aklî ve naklî ilimleri tahsîl etmek için İstanbul’a gelen Nasûh Çelebi, zamânının meşhûr âlimlerinden istifâde etti. Bu arada tanıştığı, Nakşibendiyye yolunun mensublarından İskender Efendinin sohbetlerine devâm etti. O mübârek zâtın ilim ve feyzinden istifâde etti. Yıllarca hizmetinde bulunup, kalbini tasfiye ve nefsini tezkiye eyledi. Ahlâkı güzelleşti. Yüksek makamlara kavuşup kemâle geldi. Serhat boylarında, insanlara doğru yolu göstermek, Allahü teâlânın rızâsı için cihâd eden İslâm ordusuna yardım etmek vazifesi ile Belgrat’a gönderildi...

Devamını oku...

“Mısır’ın güneşi” Muhammed Şâzilî

Meşhurların Son Sözleri

Çarşamba, 28 Mart 2007

Muhammed Şâzilî, küçük yaşta öksüz kalmıştır. Onu teyzesi büyütmüştür. Kendisini sanâta verdiler, fakat o medreseye kaçtı. Medrese arkadaşlarından biri de, meşhûr muhaddis İbn-i Hacer Askalânî’dir. 1443 (H.847) senesinde vefât etti. Mısır’da Berekât denilen yere defnedildi. Kabri meşhûr olup, kıymetini bilenler tarafından ziyâret edilmektedir...

Devamını oku...

Mübarek Serhendli Muhammed Sâdık

Meşhurların Son Sözleri

Salı, 27 Mart 2007

Muhammed Sâdık hazretleri 1591 (H.1000) senesinde Serhend’de doğdu. 1599 senesinde pederi ile birlikte Hâce Muhammed Bâkî-billah ile görüştü. Ondan cenâb-ı Hakk’ı zikretmek, murâkabe etmek için vazife almakla ve ona bağlı bir talebe olmakla şereflendi. İstidâdı, fıtratı ve yaratılışı yüksek olduğundan, onların terbiyesi ve merhametli nazarlarının bereketleri sayesinde kıymetli hâllere, yüksek makamlara kavuştu. Daha çocukken, uzak yerlerdeki şeyleri, mezardaki hâlleri keşfederdi. Sonra peder-i âlîsi İmâm-ı Rabbânî’den feyz alarak, kemâl mertebelerinin sonuna erişti.

Devamını oku...

Seyyid Osman Fadlı Efendi

Meşhurların Son Sözleri

Pazartesi, 26 Mart 2007

Şumnulu Seyyid Fethullah Efendinin oğlu olan Osman Fadlı Efendi uzun yıllar İstanbul’da yaşadı ancak daha sonra Kıbrıs’a yerleşmiştir. Kıbrıs’ta “Kutup Osman” ismiyle bilinir. 1691 (H.1102) senesinde Kıbrıs’ın Magosa şehrinde vefât etti. Kabri Magosa’dadır.
Sultan Dördüncü Ahmed Han, Osman Fadlı Efendiyi çok severdi. Zaman zaman saraya dâvet eder, vaaz ve nasîhatlerinden istifâde ederdi. Sultan bilemediği takıldığı mevzuları ona sorar, istişâre ederdi. Hattâ Ramazân-ı şerîfte, iftarda Seyyid Osman Fadlı’nın önünden artan yemeklerinden bereketlenmek için ister, iftârını onunla yapardı...

Devamını oku...

Hanbelî f1k1h âlimi Muhammed Kudâme

Meşhurların Son Sözleri

Pazar, 25 Mart 2007

Muhammed Kudâme, velî ve Hanbelî mezhebi fıkıh âlimlerindendir. İsmi Muhamed, künyesi Ebû Ömer’dir. İbn-i Kudâme ismiyle de tanınmıştır. Babasının adı Ahmed’dir. 1134 (H. 528) senesinde doğdu. 1210 (H.607) yılında Dimışk’ta (Şam) vefât etti...
Küçük yaşta tahsîle başlayan İbn-i Kudâme, önce Kur’ân-ı kerîmi ezberledi. Ebû Amr’dan, babasından ve birçok âlimden hadîs-i şerîf dinledi. Sonra Mısır’a gitti. Orada Hanbelî mezhebi fıkıh bilgilerini öğrendi ve Ali ibni Berî’den nahiv ilmini okudu.

Devamını oku...