“Kerem sâhibi olan Allaha kavuştum!..”

Meşhurların Son Sözleri

Pazartesi, 14 Mayıs 2007

Ebû Ali Dekkâk hazretleri, ilmi âlimden öğrenmeyi teşvik ederdi. Bir gün buyurdu ki: “Kendiliğinden yetişen ağaç, yaprak verir. Fakat meyve vermez. Verse de tatsız olur. İnsan da böyledir. Hocası olmayan kimseden hiçbir şey hâsıl olmaz. Ben söylediklerimi kendiliğimden söylemiyorum. Bu anlattıklarımı hocam Nasrabâdî’den öğrendim. O, Şiblî’den, o da Cüneyd-i Bağdâdî’den öğrendi. Bizim büyüklerimize olan hürmet ve tâzimimiz o kadar fazlaydı ki, hocamın huzûruna gideceğim zaman, mutlaka gusül abdesti alıp, ondan sonra giderdim.”

Devamını oku...

Ebû Bekr Verrâk hazretlerinin oğlu

Meşhurların Son Sözleri

Pazar, 13 Mayıs 2007

Ebû Bekr Verrâk hazretleri evliyânın meşhurlarındandır. Doğum târihi bilinmemekte olup 893 (H.280) senesinden önce vefât ettiği tahmin edilmektedir. Aslen Tirmizli olup, Belh şehrine yerleşmiştir. Zamânının büyük âlimlerinden ve evliyânın meşhurlarından olan Ahmed bin Hadreveyh ve Muhammed bin Ali Hâkim Tirmizî’nin derslerinde ve sohbetlerinde bulunup kemâle ermiştir. Allahü teâlânın sevgili kuluydu. Dünyâya ve dünyâlığa aslâ düşkünlük göstermezdi. Devamlı ibâdet eder, günahlardan şiddetle sakınırdı. Velî yetiştiren mânâsında “Müeddib-ül-Evliyâ” lakabıyla anılmıştır.

Devamını oku...

Buharalı Müderris Osman Efendi

Meşhurların Son Sözleri

Cumartesi, 12 Mayıs 2007

Seyyah olarak gelen Buharalı Osman Efendi, tabiî konumu ve insanlarının cana yakınlığı dışında güler yüz ve tatlı dilli olmalarına hayran kalıp Elbistan’a yerleşir... Osman Efendi âlimdir, velîdir. Kısa zamanda kendisini sevdirir. Müderrislik (Medrese hocalığı) vazifesine getirilir. Elbistan ve havalisi çocuklarının zeki olduğu bilinmektedir. Kısa zamanda çok talebe yetiştirir. Bu yaşı küçük, ilmi büyük talebelerin ünü Padişah Dördüncü Mehmed Han’ın kulağına kadar gider...

Devamını oku...

“Ölmek için temiz bir yer arıyorum!”

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 11 Mayıs 2007

Onuncu asırda Irak’ta yaşayan büyük velîlerden olan Mimşâd ed-Dîneverî, çok zengin bir zat idi. Allahü teâlânın sevgili kullarıyla tanıştıktan sonra, bütün varlığını fakirlere dağıttı. Sonra hac için yola çıktı. Oradan ayrılırken de;
“Yâ Rabbî! Âilem ve çocuklarımı sana emânet ettim” diye duâ etti.

Devamını oku...

Halvetiye’nin kurucusu Pir Ömer Halvetî

Meşhurların Son Sözleri

Çarşamba, 09 Mayıs 2007

Pir Ömer Halvetî, Maveraünnehir’de yetişen evliyanın büyüklerindendir. “Halvetiye”nin kurucusu ve piridir. Lahcan’da doğmuştur. Burada yetişerek Harezm’de bulunan amcası Ahi Muhammed Nur-el Halveti’nin yanına gitmiştir. Bu zat seyri sülukda halvet zikrini çok sever ve ömrünün çoğunu halvetle (tenhada, yalnız) geçirirdi. Bundan dolayı “Halveti” lakabını almıştır...

Devamını oku...

Türbedar Ahmed Amiş Efendi

Meşhurların Son Sözleri

Salı, 08 Mayıs 2007

Ahmed Amiş Efendi 1807 (H.1222) de Tuna vilâyetine bağlı Tırnova’da doğdu. 1920 (H.1338)’de İstanbul’da vefât etti. Kabri Fâtih Câmii yanındaki kabristandadır...
Doğum yeri olan Tırnova’da ilk tahsîlini gören Ahmed Amiş Efendi medrese tahsîlini de orada tamamladı. On dört yaşında tasavvufa alâka duydu. Bir şeyhe bağlanmak arzusuyla Sâdık Efendi adlı bir zâta başvurdu. Sâdık Efendi onun bu konudaki yüksek arzusunu anlamasına rağmen, tasavvuf yoluna girme zamânının gelmediğini belirtti. Bu hususta; “Yavrum! Sen şimdi git. Sonra seni soyu temiz birisi gelip bulacak ve irşad (rehberlik) edecektir” dedi.

Devamını oku...

Hz. Âdem’in oğulları Hâbil ve Kâbil

Meşhurların Son Sözleri

Pazartesi, 07 Mayıs 2007

Yeryüzündeki ilk insan ve ilk Peygamber olan Âdem aleyhisselâmın ilk çocuğu Kâbil ve ikincisi onun ikiz kız kardeşi Aklimâ idi. Bunlardan sonra Hâbil ve sonra ikizi olan Lebûdâ doğdu. Büyüdükleri zaman, Allahü teâlâ, Hazreti Âdem’e, Kâbil’i, Hâbil’in; Hâbil’i de Kâbil’in ikizi ile evlendirmesini emretti. (Âdem aleyhisselâm zamanında, insanların çoğalması için böyle evlenmek caiz idi. Ancak insanlar çoğalınca, buna lüzum kalmadı. Allahü teâlâ haram kıldı.)

Devamını oku...

Büyük mutasavvıf Muînüddîn-i Çeştî

Meşhurların Son Sözleri

Pazar, 06 Mayıs 2007

Büyük mutasavvıf Hâce Muînüddîn-i Çeştî hazretleri bir gün aniden Dehli’de bulunan talebesi Hâce Kutbüddîn’in Ecmîr’e gelmesini istedi. Bu haber Hâce Kutbüddîn’e ulaşır ulaşmaz hemen yola çıktı. Ecmîr’e geldi. Bir gün talebelerine; “Ey dervişler! Biliniz ki ben bir müddet sonra bu dünyâdan ayrılırım” buyurdu. Hâce Kutbüddîn hazretleri bundan sonrasını şöyle anlatıyor:

Devamını oku...

Ehl-i sünnetin reisi İmâm-ı a’zam

Meşhurların Son Sözleri

Cumartesi, 05 Mayıs 2007

Ehl-i sünnetin reisi olan İmâm-ı A’zam’ın hocası Hammâd, fıkıh ilmini İbrâhim Nehaî’den, bu da Alkame’den, Alkame de Abdullah bin Mes’ûd’dan, bu da Peygamber efendimizden öğrenmiştir. Hammâd’ın derslerine yirmi sekiz yıl devam edip emsalsiz bir dereceye ulaştı, daha ders aldığı sırada fıkıhta tanınıp meşhur oldu...
İmâm-ı a’zam Ebu Hanife hazretlerinin, düzgün itikâda sahip olmak için, ölüm hastalığında yaptığı vasiyetin özeti şöyledir:

Devamını oku...

“Ebü’l-Abbâs” İbn-i Atâ

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 04 Mayıs 2007

Büyük mutasavvıf İbn-i Atâ, zamânın büyük âlimlerinden ilim öğrenmiş ve hadîs-i şerîf dinlemiştir. Vaktini, ilim öğrenmek ve öğretmekle, ibâdet ve Kur’ân-ı kerîm okumakla geçiren İbn-i Atâ, 923 (H.311) veya 931 (H.319) yılında vefât etti.
İbn-i Atâ, Yûsuf bin Mûsâ el-Kattân, Fadl bin Ziyâd, Cüneyd-i Bağdâdî, İbrâhim Mâristânî ve daha birçok âlimden ilim öğrenmiş, hadîs-i şerîf dinlemiştir. Kendisinden ise, Muhammed bin Ali bin Atabiş en-Nâkid, İbn-i Hafîf ve daha birçok âlim ilim öğrenmiş, hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir.

Devamını oku...