Bana delil getir

Dini Hikayeler

Pazar, 08 Temmuz 2007

Vaktiyle, Horasan’da Seyyidlerden biri ölür ve geride Seyyide bir hanımı ile birkaç kız çocuğu kalır. Bir müddet sonra iyice fakir duruma düşerler, bu yüzden çevrenin hakaretlerine maruz kalmamak için yurtlarından göçerler. Yolda bakımsız bir mescide sığınırlar. Dul hanım, çocuklarını burada bırakıp yiyecek bir şey bulmaya çıkar. Şehirde dindarlığı ile tanınan bir zengine gider. Durumunu anlatır, fakat adam "Seyyid olduğunuzu nereden bilelim, elinizde delil var mı?" diyerek kadını eli boş çevirir.

Devamını oku...

9 Evi dolaşan kelle

Dini Hikayeler

Pazar, 08 Temmuz 2007

Eshab-ı Kiramdan birinin evine bir yerden bir koyun başı gelmişti. Evde başka yiyecekleri de yoktu. Hanımına onu hazırlamasını söyledi. Pişirdiler, hazırladılar; tam yiyecekleri zaman bir komşu gelip: — Günlerden beri açız. Bize verecek bir şeyiniz yok mu? dedi. Onlar yemeye hazırlandıkları kelleyi verdiler. Kelleyi alan sahabi eve götürdü, sevinç içinde çocukları ile yiyeceği bir sırada başka bir komşu bu sefer onlara gelip: — Günlerden beri açız, bize verecek bir şeyiniz yok mu? dedi

Devamını oku...

Bu tarafa dönmüş olarak öleceğim!..

Meşhurların Son Sözleri

Pazar, 08 Temmuz 2007

Ali Bekkâ hazretleri, evliyânın büyüklerindendir. Künyesi Ebü’l-Hasan’dır. Lakabı Bekkâ olup, “çok ağlayan” demektir. 1174 (H.570) senesinde doğdu. 1271 (H.670)de vefât etti.
Ali Bekkâ hazretlerinin çok ağlamasının ve “Bekkâ” çok ağlayan lakabının verilme sebebi şöyle anlatılır:
“Sâlih ve kendisi gibi velî bir arkadaşı vardı. Hâller ve kerâmetler sâhibi idi. Bir defâsında ikisi birlikte Bağdat’tan bir yolculuğa çıkmışlardı. Gidecekleri yer ile Bağdat arası, yürümekle bir senelik yol idi. Onlar, kerâmetleriyle bir senelik yolu bir saatte almışlardı. Bu arkadaşı ona;

Devamını oku...

Süfyân-ı Sevrî ve ihlaslı bir genç...

Meşhurların Son Sözleri

Cumartesi, 07 Temmuz 2007

Evliyanın büyüklerinden olan Süfyân-ı Sevrî hazretleri, 778 (H.161)’de Basra’da vefât etti. Tebe-i tâbiînin büyüklerindendir. Basra’da yaşamıştır. Birçok defa yaya olarak hacca gitmiştir. Mekke-i mükerremeye gittiği zaman halk başına toplanır, bilmedikleri ve anlayamadıkları hususları sorarlardı. Hepsine teker teker cevap verir, müşkillerini hallederdi. Hâfızası çok kuvvetli ve fevkalâde idi. “Hâfızam, kendisine tevdi ettiğim hiçbir şeyde bana ihânet etmedi” buyurdu. Yâni öğrendiğim hiçbir şeyi unutmadım demek istedi.

Devamını oku...

Harputlu Hacı Ali Efendi

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 06 Temmuz 2007

Hacı Ali Efendi, Harput’ta yetişen büyük velîlerdendir. 1784 (H. 1198) senesinde Harput’ta doğdu. Babası Hacı Mahmûd Efendi nâmında bir zâttır.
Küçük yaşta ilim öğrenmeye başlayan Hacı Ali Efendi, Zahriye Medresesinde ders gördü ve Müftü Hacı Yûnus Efendiden icâzet aldı. Sonra Malatya’ya giderek meşhur Müderris Süleymân Efendiden, daha sonra Antep’te Mustafa Sağir’den, daha sonra da İstanbul’a gelerek Harputlu Hacı Abdurahmân Efendiden ilim öğrenerek icâzet aldı...

Devamını oku...

Kırâat imamlarından Abdullah bin İdris

Meşhurların Son Sözleri

Perşembe, 05 Temmuz 2007

Abdullah bin İdris, Tebe-i Tâbiîn’in fıkıh, hadîs ve kırâat imamlarındandır. Hicretin 120 (m. 737) yılında Kûfe’de doğdu. 192 (m. 807) yılında orada vefât etti.
Abdullah bin İdris hazretleri ilmin her dalında geniş bilgi sahibiydi. Hârun Reşîd, kendisini kadı yapmak istedi. Ancak bazı sebeplerle, Abdullah bin İdris bunu kabul etmedi. Bunun üzerine Hârûn Reşîd oğluna hadîs okutmasını istemiş, O da oğlu cemaate gelirse, ona hadîs okutabileceğini söylemiştir.

Devamını oku...

Büyük mutasavvıf Câfer Huzâ

Meşhurların Son Sözleri

Çarşamba, 04 Temmuz 2007

Câfer Huzâ, onuncu yüzyılda yaşamış evliyâdandır. İsmi Câfer, künyesi Ebû Muhammed’dir. Doğum târihi ve yeri bilinmemektedir. 952 (H.341) senesinde Şîrâz’da vefât etti...
İran-Irak taraflarında yaşamış olan Câfer Huzâ hazretleri, zamânının usûlüne göre birçok âlimden ders aldı. Cüneyd-i Bağdâdî hazretlerinin ve onun asrında yaşamış velîlerin sohbetlerinde bulundu. Tasavvuf yolunda ilerledi. Zamânında yaşayan âlim ve velîler onun ilim ve mârifetteki üstünlüğünü kabûl ettiler.

Devamını oku...

Numune Mektebi ve Mehmed Reşad Han

Meşhurların Son Sözleri

Salı, 03 Temmuz 2007

1900’lü yılların başındayız... Devlet idaresine tamamen hakim olan İttihatçılar istedikleri kabineyi iş başına getiriyorlar, istemediklerini ise baskı ve tehditle görevden uzaklaştırıyorlardı. Sultan Abdülhamid tarafdarı diyerek pek çok kişiyi idam ettirdiler. Memlekette can, mal ve namus emniyeti kalmadı. Devlet düşmanlığı, küfr ve dinden dönme moda olmağa yüz tuttu. Her vilayette zalimler, asiler ve zorbalar türedi. Bunun neticesi olarak Arnavutluk’ta isyan hareketleri başladı. Sultan Reşad 16 Haziran 1911’de Kosova’ya gitti. Yüz bin Arnavud ile cuma namazı kıldı. Huzur’u temin etti.

Devamını oku...

Molla Fenârînin hocası Cemâleddîn-i Aksarâyî

Meşhurların Son Sözleri

Pazartesi, 02 Temmuz 2007

Cemâleddîn-i Aksarâyî, Osmanlı Devletinin kuruluş devrinde Anadolu’da yetişen âlimlerden ve evliyâdandır. İsmi Muhammed’dir. Babası büyük âlim Fahreddîn-i Râzî hazretlerinin torunlarından Vâiz Muhammed bin Muhammed’dir. Nesebi bir koldan hazret-i Ebû Bekr’e, bir koldan da hazret-i Ömer’e ulaşmaktadır. “Cemâleddîn” lakabıyla ve “Aksarâyî” nisbesiyle meşhûr olmuştur. Aksaray’da doğmuştur. Doğum târihi bilinememektedir. 1389 (H.791) senesinde Aksaray’da vefât etti. Kabri, Aksaray’daki Ervâh Kabristanındadır...

Devamını oku...

Basra fukahâsından Câbir bin Zeyd

Meşhurların Son Sözleri

Pazar, 01 Temmuz 2007

Câbir bin Zeyd, Tâbiînden yâni Peygamber Efendimizin Eshâb-ı kirâmını gören büyüklerden ve evliyâdandır. Hadîs ve fıkıh âlimidir. İsmi, Câbir bin Zeyd el-Ezdî el-Basrî’dir. Künyesi, Ebü’ş-Şa’sâ el-Cevzî’dir. Aslen Ummanlı olup, Basra’da yaşamıştır. Doğum ve vefât târihleri bilinmemektedir.
Tâbiînin ileri gelenlerinden olan Câbir bin Zeyd hazretleri, İbn-i Abbâs, İbn-i Ömer, İbn-i Amr, İbn-i Zübeyr, Hakem bin Amr, Muâviye bin Ebî Süfyân, İkrime (radıyallahü anhüm) gibi pekçok Sahâbîden hadîs-i şerîf dinledi.

Devamını oku...