Temim Kabilesinden Eksem bin Sayfî

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 17 Ağustos 2007

Muhammed aleyhisselamın İslâmiyeti cihâna yaymak için kullandığı tebliğ vasıtalarından biri de çevre ülkelerin devlet başkanlarına yazdığı mektuplar ve gönderdiği elçilerdir. Bizzat gitmeye imkân bulamadığı bölgelerin insanlarına mektuplar ve elçiler göndererek tebliğ vazifesini noksansız bir şekilde îfâ etmiştir.

Devamını oku...

Hadîs âlimi Abdülalâ Kureşî

Meşhurların Son Sözleri

Perşembe, 16 Ağustos 2007

Abdüla’lâ Kureşî hazretleri, büyük velîlerden ve hadîs âlimlerindendir. Adı Abdüla’lâ, babasının adı Abdila’lâ’dır. İbn-i Şerâhil Kureyşi ismiyle de bilinir. Lakabı Ebû Hûmâm’dır. 804 (H.189) senesinde vefât etti...
Abdüla’lâ Kureşî hazretleri, iyi bir tahsil gördü. Hamîd-i Tavîl; Yahyâ bin Ebî İshâk, Cerirî, Yûnus bin Ubeyd, Ma’mer bin Râşid, Saîd bin Ebî Arûbe ve Dâvûd bin Ebî Hind gibi devrinin büyük âlimlerinden ilim öğrendi ve hadîs-i şerîf bildirdi.

Devamını oku...

İslâm târihçilerinden Ahmed bin Abdülcebbar

Meşhurların Son Sözleri

Çarşamba, 15 Ağustos 2007

Ahmed bin Abdülcebbar el-Utâridî, fazîletler sahibi bir kimse idi. Bağdâd’da İslâm târihçisi İbni İshâk’tan gazalar, harbler hususunda rivâyetlerde bulundu. Bağdâd’ta oturduğu zaman Abdullah bin İdris el-Odî, Ebû Bekir bin İyâs, Hafs bin Gıyâs, Muhammed bin Fudayl, Vekî’ bin Cerrâh, Ebû Muâviye, Yûnus bin Bükeyr ve Muhammed bin İshâk’tan rivâyette bulunmuştur.

Devamını oku...

Horasanlı velî Feth bin Şahref

Meşhurların Son Sözleri

Salı, 14 Ağustos 2007

Feth bin Şahref, Horasan’da yaşamış olan büyük velilerdendir. Abdullah bin Ahmed bin Hanbel onun için, “Horasan toprağında Feth gibisi yetişmemiştir” buyurmuştur.
Feth bin Şahref, zühdü, takvası ile meşhurdu. Kendisine küçük günahlardan soruldu. O zaman;
“Günah kişinin yanında ne kadar küçük görülürse, Allahü teâlâ katında o derece büyük olur. Günah kişinin yanında ne kadar büyük görülürse, Allahü teâlânın katında da o derece küçük olur” buyurdu.

Devamını oku...

Hazret-i Alinin kölesi: Kanber

Meşhurların Son Sözleri

Pazartesi, 13 Ağustos 2007

Kanber, Hazret-i Ali’nin azadlı kölesidir. Ondan yüksek ilimleri tahsil ederek zamanın büyük âlimlerinden oldu... Rivâyet edilmişdir ki, bir gün Emîr-ül mü’minîn hazret-i Alî “radıyallahü teâlâ anh” kapılarının önünde bir cemâat görüp, Kanber’e sordu ki; “bunlar kimlerdir?” Kanber de cevâb verdi ki, “yâ Emîr-el mü’minîn! Bunlar sizi sevenlerdir.”
Alî “radıyallahü anh” hazretleri buyurdular ki:
-Hayret! Bunlarda bizi sevenlerin simâları görünmez!
Kanber dedi ki:
-Yâ Emîr-el mü’minîn! Sizin ahbâblarınızın simâları [görünüşleri] nasıldır?

Devamını oku...

Zû-Şefer'in kızı Tâce

Meşhurların Son Sözleri

Pazar, 12 Ağustos 2007

Yûsuf aleyhisselam, Hazret-i Yakub’un oğludur. Dedesi Hazret-i İshak, babasının amcası Hazret-i İsmail, büyük dedesi ise Hazret-i İbrahim’dir. Hem kendisi, hem de ataları Resûlullah Efendimizin bir hadis-i şeriflerinde (el Kerîm-keremli) sıfatı ile yâd edilmişlerdir. Bugün sizlere, o devirde yaşanan ibretli bir hadiseyi anlatmak istiyoruz...

Devamını oku...

Ümmi velî Ali Havvâs Berlisi

Meşhurların Son Sözleri

Cumartesi, 11 Ağustos 2007

Ali Havvâs Berlisi, Mısır’da yaşamış olan evliyanın büyüklerindendir. Ümmi bir zat idi, yani okuma yazma bilmezdi. Buna rağmen, Kur’ân-ı kerim ve hadis-i şerifler hakkında âlimleri hayrete düşüren kıymetli bilgiler verirdi. İşleri hakkında ona danışmaya gelenlere, daha ne için geldiklerini söylemeden, onlara ne iş için geldiklerini söylerdi.
Ali Havvâs, önceleri dolaşarak, sabun ve temizlik malzemeleri satardı. Sonra zeytin satmaya başladı ve birkaç sene zeytincilik yaptı. Sonra bu işi de bırakıp, sepet örmeye başladı. Vefâtına kadar bu işle meşgûl oldu...

Devamını oku...

Sır vermeyen Server Baba

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 10 Ağustos 2007

Vaktiyle Horasan hükümdarlarından biri, saraydan bir hizmetçisini çağırır ve ona şöyle bir görev verir: -Al şu bir kese altını. Karşıda bir tekke var. Git onlara karış ve bir müddet aralarında kal. O tekkenin esrarını bana rapor et!
O hizmetçi gider ve dergâha varır. Bir müddet kalacaktır ama dergâhlarda misafirler üç günden fazla kalamazlar. Onun da fazla kalması lâzım. Fazla kalabilmesi için de derviş olmalıdır. Derviş de olmuştur. Ancak derviş olmak için derviş olmamış; fazla kalabilmek ve rapor alabilmek için derviş olmuştur...

Devamını oku...

Bu da geçer yâ hû...

Meşhurların Son Sözleri

Perşembe, 09 Ağustos 2007

Köyün birinde iki zengin çiftlik sahibi vardır. Birisinin adı Şakir Efendi, diğerinin adı ise Haddad Efendidir. Bir gün, garip bir dervişin yolu, o köye düşer. Köylüler Şakir Efendinin cömert bir kimse olduğunu söyleyerek Derviş’e çiftliğin yolunu gösterirler...
Şakir Efendi de, ailesi de hem misafirperver hem de gönül ehli insanlardır. Derviş çok iyi karşılanır, iyi misafir edilir, yer içer, dinlenir. Yola koyulma zamanı gelip Derviş, Şakir Efendiye teşekkür ederken, “Böyle zengin olduğun için hep şükret” der. Şakir Efendi ise şöyle cevap verir: “Hiçbir şey olduğu gibi kalmaz. Bu görünenler, gerçeğin kendisi değil, bir hayaldir. Bu da geçer yâ hû...”

Devamını oku...

Salih bir babanın kabul olan duâsı

Meşhurların Son Sözleri

Çarşamba, 08 Ağustos 2007

İmâm-ı Gazâlî hazretlerinin babası fakir ve sâlih bir zâttı. Âlimlerin sohbetlerinden hiç ayrılmazdı. Elinden geldiği kadar, onlara yardım ve iyilik eder, hizmetlerinde bulunurdu. Âlimlerin nasîhatini dinleyince ağlar ve Allahü teâlâdan kendisine âlim bir evlât vermesini yalvararak isterdi. Allahü teâlâ onun duâsını kabûl edip, Muhammed ve Ahmed isminde iki oğul ihsân etti...

Devamını oku...