Şeyh-ül-Harem Abd bin Ahmed

Meşhurların Son Sözleri

Cumartesi, 01 Eylül 2007

Abd bin Ahmed, hadis, kelam ve Maliki fıkıh âlimidir. 966 (H. 355) senesinde Endülüs’te (İspanya) dünyaya geldi. İlim tahsili için memleketinden çıkıp, Mısır, Bağdad, Şam ve Mekke’ye gitti. Orada yerleşti ve evlendi. Mekke’nin Şeyh-ül-Harem’i oldu. Zamanının en büyük hadis âlimiydi. Hadis ve Maliki fıkhı üzerine birçok kitap yazdı. Kendisinden birçok hadis âlimi, hadisi şerifler rivayet etmişlerdir.
Bu mübarek zat, Mekke’de cömertliği ile meşhur oldu. Eline geçen her şeyi fakirlere verirdi. Dünya malına hiç ehemmiyet vermezdi. Sohbetlerinde buyurdu ki:

Devamını oku...

Azılı müşrik Amr bin Abdûd

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 31 Ağustos 2007

Mekkeli müşrikler Bedir’in intikamını almak için Medine önlerine gelmişlerdi. Fakat o da ne? Karşılarında bir hendek görerek şaşkına döndüler! Resûlullah efendimiz şehrin etrafına çepeçevre hendek kazdırmıştı... Müşrik ordusunun bu hendeği aşması mümkün görünmüyordu. Medîne kuşatması bu şekilde bir ay devâm etti...
Düşman ordusu, bütün gücüyle şiddetli bir saldırıya geçti. Muharebenin iyice şiddetlendiği yirmi ikinci gün, müşriklerin en azılılarından Amr bin Abdûd, hendek kenarlarına gelip meydana er istedi. Müslümanlardan hiç kimse Amr’ın davetine cevap vermedi. Amr, bir daha meydan okudu. Yine cevap alamadı. Yedi kere böyle oldu.

Devamını oku...

Dul bir kadın ve cömert Yahudi...

Meşhurların Son Sözleri

Perşembe, 30 Ağustos 2007

Bir Kurban Bayramı arefesinde, dul bir kadın yanında yetim çocuğu ile zengin bir Müslümanın giyim eşyası satan mağazasına girerek, Allah rızası için yardım istedi. Adam fakir kadına yardım etmediği gibi, hakaretler ederek kovdu. Kapı dışarı edilen kadıncağız, mahzun bir hâlde oradan ayrılıp giderken, o Müslümanın karşısında, aynı şeyleri satan bir dükkanın sahibi olan Yahudi olanları gördü ve kadını ısrarla dükkana çağırıp, ne isterse almasını, kendisine ve çocuğuna olacak elbisenin kendisinde bulunduğunu söyledi...

Devamını oku...

Yuva yıkan ocak söndüren fitneci!

Meşhurların Son Sözleri

Salı, 28 Ağustos 2007

Köle pazarında müthiş pazarlıklar yapılıyordu... Adamın birinin, güçlü kuvvetli bir köleyi gözü tutmuş ve onu ne pahasına olursa olsun almak istiyordu. Sahibine:
-Bu köleyi bana sat, dedi. Adam;
-Satayım, ama bunun bir kusuru var, onu da bildireyim. Bu köle fitnecinin biridir, dedi. Adam:
-Amaaan canım. Bunun fitneciliğinden ne olacak. Güçlü kuvvetli, diyerek köleyi satın aldı...

Devamını oku...

Dört şehîd anası Hansa Hatun

Meşhurların Son Sözleri

Salı, 28 Ağustos 2007

Peygamber Efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) zamanında, Amr’ın kızı meşhûr şâire Hansa Hatun, çok güzel kahramanlık şiirleri söylerdi. Müslüman olduktan sonra, İslâmiyet onu, üstün bir ferâgât ve fedâkârlık timsâli yapmış ve îmânda kemâle erdirmişti. Dört çocuğu Kadisiye Harbi’nde şehîd olduğu halde, cesâret ve sebâtında aslâ bir sarsılma olmamıştı.

Devamını oku...

Çıldır Zaferi ve Derviş Paşa

Meşhurların Son Sözleri

Pazartesi, 27 Ağustos 2007

İran Şahı, Erzurum üzerine ordusunu gönderince savaş kaçınılmaz olmuştu... Sadrazam Lala Mustafa Paşa, bu iş için Erzurum Beylerbeyi Özdemiroğlu Osman Paşa’yı görevlendirdi. O da hemen Derviş Paşa’yı düşman kuvvetleri hakkında istihbarat yapması için küçük bir öncü kuvvetle, İranlıların karargâh kurduğu Çıldır civarına gönderdi. Yanında üç yüz kadar asker bulunuyordu...

Devamını oku...

Kazan Hanlığı ve Süyüm Bike Hatun

Meşhurların Son Sözleri

Pazar, 26 Ağustos 2007

Kazan şehri Ruslar tarafından ikinci kez kuşatılmıştı... Kazan Hanı Süyüm Bike Hatun, bir yandan Ruslarla savaşırken, diğer yandan tahtı ele geçirmek isteyen, hatta bunun için Ruslarla iş birliği yapan “Mirza”larla mücadele etmektedir. Yapayalnızdır. İmdadına yetişecek hiç kimsesi yoktur...
Rus ablukası sürerken, Kazan’ın ileri gelenleri, Süyüm Bike’yi Korkunç İvan’a teslim etmeye karar verirler. Çünkü Tatar beyleri, Süyüm Bike’yi teslim ederlerse, Ruslarla aralarının iyileşeceğine ve rahat yaşayacaklarına inanırlar. Çünkü, 1551 yaz ayında Kazan’a 60 km uzaklıkta Korkunç İvan tarafından yaptırılan Züye Kalesinin desteğinde başlatılan Kazan kuşatmasıyla birlikte, Kazan’da ticaret durmuştur...

Devamını oku...

Übey bin Halef'le Ebû Bekir'in bahsi

Meşhurların Son Sözleri

Cumartesi, 25 Ağustos 2007

Rumlar ile İran arasında bir harp olmuş ve İran galip gelmişti. Müşrikler buna çok sevindiler. Daha sonra Rum sûresi nazil olarak, Rumların yakın zamanda galip gelecekleri bildirildi. Bunun üzerine Ebû Bekir radıyallahü anh “Rumlar, birkaç sene sonra İranlılara muhakkak galebe çalacaklar” dedi. Müşrikler şaşırdılar. Büyük bir hezimete uğramış, âdetâ yerle bir olmuş bir imparatorluk bir daha nasıl canlanacak ve İranlılara galebe çalacaktı!..

Devamını oku...

Nasipli Yahûdî İbni Heyyebân

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 24 Ağustos 2007

İslâmiyetten önce Şâm’da İbni Heyyebân adında bir Yahûdî vardı. Bu Yahûdî, Medîne’ye gelip yerleşti. Benî Kureyzâ kabîlesinin arasında kalırdı. O kabîleden biri şöyle demiştir: Aslâ onun gibi edeb ve şartlarını gözeterek namâz kılan kimse görmedim. Ne zamân kıtlık olsa, yağmur duâsı için onun yanına giderdik. Bize sadaka vermemizi söylerdi. Sadakadan sonra duâ ederdi. Biz henüz yanından ayrılmadan yağmur yağmağa başlardı.
İbni Heyyebân vefâtı yaklaşıp yakında öleceğini anlayınca, bize şöyle vasiyet etti:

Devamını oku...

Cüneyd-i Bağdadi ve Tûr-i Sînâ'daki râhib

Meşhurların Son Sözleri

Perşembe, 23 Ağustos 2007

Cüneyd-i Bağdadi hazretlerinin bir talebesi anlatır: Hocam Cüneyd-i Bağdâdî hazretleri ile Hicâz’a gidiyorduk. Tûr-i Sînâ dağına varınca, hocam dağa çıktı. Biz de onunla birlikte çıktık. Mûsâ aleyhisselâmın durduğu makâmda durdu. Üzerimizi o makâmın heybeti kapladı. Hepimizi vecd hâli kapladı ve kendimizden geçtik. Bulunduğumuz yerin yakınında bir kilise vardı. Kilisedeki râhib bize;
-Ey ümmet-i Muhammed “sallallahü aleyhi ve sellem”! Bana cevâb veriniz, diye bağırdı.

Devamını oku...