İngiliz subayın ibretlik sonu!..

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 26 Ekim 2007

Hindistan’da hüküm süren Müslüman Gürganiye Devleti, 1700 senesinden itibaren zayıflamaya başladı. Bilhassa bu tarihlerde Hindistan’da ticari koloniler kuran İngilizler, 1800’lerden itibaren Gürganiye Devletine hakim olmaya başladılar. 1837’de Gürganiye devletinin son hükümdarı tahta çıktı. İkinci Bahadır Şah, bu tarihte, resmen sözde hükümdar ilan edildi. 1857’de büyük bir ayaklanmada bulunan İkinci Bahadır Şah, bu hareketi ile, para kestirmeye ve hutbe okutmaya muvaffak oldu. Ancak İngilizler, bu duruma şiddetle tepki gösterdiler. İngiliz ordusu, Delhi’yi Babürlülerin elinden aldı...

Devamını oku...

Söz dinlemenin mükafatını gördü!

Meşhurların Son Sözleri

Perşembe, 25 Ekim 2007

Büyük mutasavvıf Ahmed bin Hadraveyh hazretleri fakirlere, garîblere acır, onları himâye ederdi. Buyurdu ki: “Yoksullara hizmet eden, şu üç şeyle mükâfatlandırılır: Tevâzu, edep güzelliği, cömertlik.”
Bir kimse Ahmed bin Hadraveyh hazretlerine gelip; “Fakir ve bitkin bir kimseyim, sıkıntıdan kurtulmam için bana bir yol gösterir misiniz?” dedi. Onun bu arzusu üzerine; “Git bütün mesleklerin ve yapılan işlerin isimlerini ayrı ayrı yaz. Bir torbaya doldur bana getir” dedi...

Devamını oku...

Hazreti Ali'nin sırdaşı Kümeyl bin Ziyâd

Meşhurların Son Sözleri

Çarşamba, 24 Ekim 2007

Kümeyl bin Ziyâd el-Nehai, bâtın sırlarının ve velayet ışığının kaynağı olan büyük bir zattır. Hazreti Ali Medine’de bir medrese kurdu. Sarf ve Nahv öğretilmesini Ebu Esved ed-Düeli’ye, Kıraat öğretme işini Abdurrahman es-Sülemi’ye, Tabiî ilimler konusunda öğretmenlik görevini de Kümeyl bin Ziyâd’a verdi.
Hazreti Ali bir gün sırdaşı Kümeyl bin Ziyâd’ın elini tutup şehrin dışına çıkardılar. Sahraya varınca bir ah çektiler de buyurdular ki:

Devamını oku...

Ali bin Heytî'nin salih arkadaşı!

Meşhurların Son Sözleri

Salı, 23 Ekim 2007

Irak evliyâsından Ali bin Heytî hazretleri, 1168 (H.564) senesinde Rezirân’da vefât ettiğinde yüz yaşını geçmişti. Küçük yaşta ilim öğrenmeye başlayan Ali bin Heytî, Allahü teâlânın ihsânlarına kavuştu. Tâc-ül-Ârifîn Ebü’l-Vefâ hazretlerinin talebesidir. Hocası, onu diğer talebelerinden önde tutar, üstünlüğünü bizzât kendisi söyler ve çok överdi.
Ali bin Heytî çok talebe yetiştirdi. Âlimler huzûruna gelir, ona talebe olmakla şereflenir, pek büyük makamlara kavuşurlardı. Allahü teâlâ insanların gönüllerine onun heybeti ve sevgiden doğan korkusunu, kalplerine de sevgisini yerleştirdi. İnsanlara rehber eyledi. Dînin emirlerini yapmak ve yasaklarından kaçmakta çok titiz olup, mütevâzı, alçak gönüllü idi...

Devamını oku...

İrem Bağları ve Şeddad bin Âd

Meşhurların Son Sözleri

Pazartesi, 22 Ekim 2007

Hazret-i Muâviye zamanında Abdullah bin Kilâbe adında bir şahsın devesi kaybolmuştu. Abdullah devesini ararken, olağanüstü bir bahçe gördü. Duvarları cevherlerden örülmüştü. Gözlerine ve gördüklerine inanamıyordu. O cevherlerden bir miktar aldı ve Hazret-i Muâviye’ye getirdi. Başından geçenleri de bir bir anlattı...

Devamını oku...

Hadis âlimi Yezid-i Rekkaşi

Meşhurların Son Sözleri

Pazar, 21 Ekim 2007

Tabiinden, meşhur hadis âlimi Yezid-i Rekkaşi pek çok hadis-i şerif rivayet etmiştir. Biri şöyledir: “Allahü teala kıyamet günü, kulun yaptığı ve fakat karşılığını dünyadayken göremediği duaları önüne getirerek şöyle buyurur: ‘Kulum falan gün, bana şöyle bir dua yapmıştın da ben o duanın karşılığını bugüne saklamıştım. İşte şu sevap o duanın karşılığıdır.’ Kula bu yoldan o kadar çok sevap verilir ki, ‘keşke dünyadayken hiçbir duamın karşılığı verilmemiş olsaydı’ der.”

Devamını oku...

Onun tövbesini kabul ettim!..

Meşhurların Son Sözleri

Cumartesi, 20 Ekim 2007

Musa aleyhisselam, büyük Peygamberdir. Benî İsrâîl’e gelen Resûldür. Ya’kûb aleyhisselâmın soyundandır. İmrân adında bir zâtın oğludur. Bugün onun devrinde yaşanan iki kıssa nakletmek istiyoruz sizlere...
Mûsâ aleyhisselâm bir gün yırtıcı hayvanların parçalayıp karnını deştiği bir adama rastladı ve onu tanıdı. Başı üzerinde durarak dedi ki:
“Yâ Rabbî! O sana itâatkâr idi. O hâlde bu hâl nedir?”

Devamını oku...

Mecâzî aşktan İlâhî aşka...

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 19 Ekim 2007

Mecnun, Hicaz’da bir kabile reisinin Kays adlı oğludur. Bir vesile ile başka bir kabile reisinin kızı olan Leyla ile tanışır. Bu iki genç birbirlerine sevdalanırlar... Gittikçe alevlenen bu macerayı Leyla’nın annesi öğrenir. Kızının bu durumuna kızan annesi, onu bir daha evden dışarı çıkarmaz. Kays bir daha Leyla’ yı göremeyince üzüntüden çılgına döner, başını alıp çöllere gider ve Mecnun diye anılmaya başlar...

Devamını oku...

Yüz kişiyi öldüren adamın tövbesi!..

Meşhurların Son Sözleri

Perşembe, 18 Ekim 2007

Neccâr kabilesinden olan Ebû Saîd el-Hudrî radıyallahü anh, Eshâb-ı kirâmın fakihlerindendir. Resûlullah efendimizden bin yüz yetmiş hadis-i şerif rivâyet etmiştir. Bugün ibretli bir hadiseyi anlatan birini sunmak istiyoruz sizlere. Bu mübarek sahâbi, Peygamber aleyhisselâmdan şöyle naklediyor:
“Sizden önce geçen ümmetler arasında bir adam doksan dokuz kişiyi öldürmüştü. Bu yaptıklarından dolayı tövbesinin mümkün olup olmadığını öğrenmek üzere, yeryüzünün en âliminin kim olduğunu sordu. Kendisine bir rahibin çok bilgili olduğunu söylediler.

Devamını oku...

Cennete girmeme kefil olur musunuz?

Meşhurların Son Sözleri

Çarşamba, 17 Ekim 2007

Zamânında bulunan evliyânın önde gelenlerinden olan Midyen bin Ahmed el-Eşmûnî, Ahmed Zâhid hazretlerinin yüksek talebelerinden idi. Onun vefâtından sonra Muhammed Hanefî’nin talebeleri arasına girip tasavvuf yolunda ilerlemeye çalıştı. Evliyânın yükseklerinden oldu. Onun ilminden birçok kimse istifâde etti. Üstünlüğü, yüksekliği başka memleketlere kadar yayıldı. Birçok fazîletleri kendisinde toplamış idi...
Bir talebesi şöyle anlatır:
“Hocamız bize her neyi haber verdi ise, o şey, Allahü teâlânın izniyle, aynen söylediği şekilde meydana gelmiştir.”

Devamını oku...