Şair Nef'î'yi idama götüren hicivleri

Meşhurların Son Sözleri

Cumartesi, 26 Ocak 2008

Şair Nef’î Efendi, Saraydakilerle alay eden şiirler söyler, yazdığı hicivlerle dönemin birçok isminin nefretini ve öfkesini üstüne çekerdi... İşte bunlardan biri de Vezir Tahir Efendi idi. Ona da hakaret ettiğinden, Tahir Efendi Nef’î’ye “Kelb” demişti. Nef’î de hemen bir şiirle ona cevab verdi:
“Bize kelb demiş Tahir Efendi/İltifatı bu sözüyle zahirdir/Maliki’dir benim mezhebim zira/İtikadımca kelb, tahirdir...”

Devamını oku...

Çerkez Kızı Ayşe'nin dramı

Meşhurların Son Sözleri

Perşembe, 24 Ocak 2008

Fransız Büyükelçisi Kont de Ferriol Ayşe adında bir kızcağızı gizlice satın alarak 1697 senesinde İstanbul’dan Fransa’ya göndermişti. Talihsiz Çerkez Kızı Ayşe ömrünün sonuna kadar bir “Fransız malı” olacak ve çile dolu bir ömür sonrasında vatanından uzaklarda acı içinde son nefesini verecekti. Onun adı artık “Elisabeth-Charlotte” idi...
Ayşe, 18 yaşına geldiğinde, güzelliği ve mahzunluğu sebebiyle delikanlılar, onun çevresinde pervane oluyordu. Fransa’da krallık rejiminin en çalkantılı yıllarında büyüyen Ayşe, son derece ünlü isimlerle tanıştı...

Devamını oku...

Devamlı salevât okuyan adam!..

Meşhurların Son Sözleri

Perşembe, 24 Ocak 2008

Tebe-i tâbiînin büyüklerinden olan Süfyân-ı Sevrî hazretleri Mekke-i mükerremeye gittiği zaman halk başına toplanır, bilmedikleri ve anlayamadıkları hususları sorarlardı. Hepsine teker teker cevap verir, müşkillerini hallederdi...
Bu mübarek zat bizzat kendisi anlatır:
“Bir gün Kâbe-i şerîfi tavaf ederken devamlı salevâtı şerife okuyan birini görünce ona şöyle sordum:

Devamını oku...

Gerçek aşkı şu cariyeden öğrenin

Meşhurların Son Sözleri

Çarşamba, 23 Ocak 2008

Yavuz Sultan Selim Han, Mısır’ı fethettiğinde bir süre orada kalır. Bu sırada kaldığı otağda görevli Mısırlı bir cariye vardır ki, Selim Han sabah çıkınca, geliyor, akşama kadar çadırı temizleyip yemekleri hazırlayıp gidiyor, akşam olunca da Yavuz Selim Han çadırına dönüyor...
Bu cariye Yavuz Sultan Selim Hanı görür görmez âşık olur. Lâkin ümitsiz bir aşk!.. Zira bir tarafta koskoca Cihan Padişahı Halife-i Rûy-i Zemin, diğer tarafta basit bir cariye...

Devamını oku...

O beytin Rabbi sana dargındır!

Meşhurların Son Sözleri

Salı, 22 Ocak 2008

Büyük velîlerden Süfyan-ı Sevrî hazretleri bizzat kendisinin yaşadığı şöyle bir hâdise anlatır: Bir gün yolda giderken, bir kimse bana yoldaş oldu. Namazda, yeme ve içmede hiçbir şekilde bize karışmadı. Dedim ki:
-Ey kişi! Neden bizden uzak durup karışmıyorsun? O kimse;
-Ben Nasrânîyim, dedi.
-Adın nedir? diye sordum.
-Abdü’l-Mesîh, diye cevap verdi.
-Nereye gidiyorsun? dedim.
-Gördüm ki her yıl birçok kimse bu yola gidiyor. Bu yıl ben de onlara arkadaş olayım, bakalım nereye gittiklerini bir öğreneyim dedim, diye anlattı.

Devamını oku...

Tövbe eden fasık gencin derecesi!

Meşhurların Son Sözleri

Pazartesi, 21 Ocak 2008

Allahü teala Musa aleyhisselama vahyetti ki: “İsrailoğulları arasında fasık bir delikanlı var, onu beldelerinden sür ki, onun kötülüğü yüzünden üzerlerine ateş yağmasın.” Musa aleyhisselam da o beldeye vararak delikanlıyı sürdü. Delikanlı beldesinden çıkarak bir köye sığındı. Bunun üzerine Allahü tealadan, o köyden de onu kovma emrini alan Musa aleyhisselam, delikanlıyı yeni yurdundan da çıkardı. İkinci sefer sürgüne çıkan delikanlı bu defa kuş uçmaz kervan geçmez bir dağdaki mağaraya sığındı...

Devamını oku...

Ebü-l Abbas bin Şüreyh

Meşhurların Son Sözleri

Pazar, 20 Ocak 2008

Kâdı Şüreyh Tabiînin büyüklerindendir. 79 (m. 713)’da vefât ettiği rivâyet edilir. Babasının ismi Hâni idi. Hâni, kabilesi nâmına elçi olarak Medine’ye gelmiş ve Müslüman olmuştu. Hazreti Ömer, Hazreti Ali ve İbn-i Mes’ûd’dan (radıyallahü anhüm) hadîs-i şerîf rivâyet etti. Şa’bî, Nehâî, Abdülazîz bin Refî, Muhammed bin Sîrîn ve daha birçok âlim ondan hadîs-i şerîf rivâyet etmiştir.

Devamını oku...

Seyyid ve Şehîd Hüseyin bin Ali

Meşhurların Son Sözleri

Cumartesi, 19 Ocak 2008

Hazreti Hüseyin, babası Hazreti Ali şehîd olunca, Medine’ye geldi. Hazreti Muâviye’nin vefâtında Yezîd’e bi’at etmedi ve bilinen “Kerbelâ fâciası” vuku buldu. İmâm, Hicret’in 61 (m. 681) yılında Muharremin onuncu günü Kerbelâ’da şehîd edildi...
Peygamber efendimiz Hazret-i Hüseyin ile ilgili olarak buyurdular ki:
“Ben bir ağaca benzerim. Fâtıma, bunun kökü, Ali gövdesi, Hasan ve Hüseyin meyvesidir.”
“Genç olarak Cennete girenlerin seyyidi Hasan ve Hüseyin’dir.”
İbnî Abbâs (radıyallahü anh) anlatmıştır:

Devamını oku...

Bir büyüğün büyük babası Hace Şehabeddin Şâşî

Meşhurların Son Sözleri

Cuma, 18 Ocak 2008

Hace Şehabeddin Şâşî, Ubeydullah-i Ahrar hazretlerinin büyük babasıdır. Çok kerameti görülmüştür. Deliler ve meczuplarla sohbet etmekten çok hazzederdi. Kâh ziraat ve kâh ticaretle uğraşırdı. Ticaret için sefere çıkar ve yanına arkadaş almazdı. Yolda eşkıyaya rastlayınca da yüksek sesle tanıdığı meczupları imdada çağırırdı...
Hace Şehabeddin’in iki oğlu vardı ki biri Hace Muhammed, öbürü Ubeydullah-i Ahrar hazretlerinin babası Hace Mahmud idi...

Devamını oku...

Bir nebbaş'ın başına gelenler

Meşhurların Son Sözleri

Perşembe, 17 Ocak 2008

Bağdat’ta, bir âmâ ile karşılaşan evliya bir zat ona gözlerinin nasıl kör olduğunu sorunca adam, yaşadığı enteresan hadiseyi şöyle anlatır:
“Ben vaktiyle nebbaş (mezar soyguncusu) idim. Bir gün bana adaletiyle meşhur, yaşlı bir hakimden bahsettiler. Çok hasta imiş ve son anlarını yaşıyormuş. Onu ziyarete gidenlerle birlikte ben de gittim. Bana;
- Bak, ben artık bu dünyadan göçüyorum. Öldüğüm zaman benim kefenimi çalma! dedi ve kefenin değerinden fazla miktarda bir parayı da elime tutuşturdu...

Devamını oku...