Nasipli talebe Mevlânâ Yûsüf
Meşhurların Son Sözleri
Pazar, 20 Temmuz 2008
İmâm-ı Rabbânî’nin baba ve dedelerinin hepsi ilim ve ihlâs sahibi olup, zamanlarının meşâyıhından, ekâbirinden idi. Hepsi çok muhterem ve evliyâ-i kiramdan idi. Mevlânâ Ahmed-i Nâmıkî Câmî ve Halîlullah-ı Bedahşî gibi büyük velîler, İmam-ı Rabbânînin geleceğini önceden haber vermişlerdi. Hattâ, Resûlullah efendimiz, onun geleceğini müjdelemişti. İmâm-ı Süyûtî (Cem’ul cevâmi’) kitabında, bu hadis-i şerifi, İbni Mes’ûd Abdürrahman ibni Yezîdden, O da Hz. Câbirden rivayet ederek bildiriyor. Ha-dis-i şerif budur: (Ümmetimden Sıla isminde biri gelir. Onun şefaati ile, çok çok kimseler Cennete girer.)
“Sıla” birleştirici demektir. Tasavvufu fıkh bilgileri ile birleştirdiği için İmâm-ı Rabbânî hazretlerine bu isim verildi. Zamanın âlimleri, Ona bu isim ile hitâb eylediler. Kendisi de, oğlu Muhammed Mâsuma yazdığı bir mektûbda, (Beni iki derya arasında sıla yapan Rabbime hamd ederim) diye buyurmaktadır...
Ali Müzeyyen'i kurtaran yılan!..
Meşhurların Son Sözleri
Cumartesi, 19 Temmuz 2008
Ali Müzeyyen, meşhûr velîlerdendir. Bağdât’ta doğdu. Sonra Mekke-i mükerremeye yerleşti ve 939 (H.328)’de orada vefât etti. Zamanında yaşayan evliyânın büyüklerinden Cüneyd-i Bağdâdî, Sehl bin Abdullah ve diğer tasavvuf ehli büyük âlimlerle görüşüp sohbet etti. Tasavvufta yüksek haller sâhibi idi. Bu mübarek zat, bizzat kendi başından geçen bir hâdiseyi şöyle anlatmıştır:
Hz. Ebu Ma'lek'in kabul olan duası
Meşhurların Son Sözleri
Cuma, 18 Temmuz 2008
Eshab-ı kiramın büyüklerinden Enes bin Mâlik (radıyallahü anh) anlatıyor: Ebu Ma’lek (radıyallahü anh) diye bir zat vardı. Tüccarlık yapar; ticaret için uzak bölgelere giderdi.
Yine bir gün ticaret için yola çıkmıştı. Önüne, tepeden tırnağa kadar silahlı bir eşkıya çıktı ve;
“Mallarını alıp seni de öldüreceğim” dedi. Ebu Ma’lek de;
“İşte malım, al senin olsun, beni bırak” dedi. Eşkıya;
“Benim âdetim bu. Hem mal hem can” dedi. Ebu Ma’lek;
“Madem öyle, müsaade et de namaz kılayım” dedi. Eşkıya;
“İstediğin kadar kıl” dedi...
Issız adada yaşayan putperestin hidayeti!
Meşhurların Son Sözleri
Perşembe, 17 Temmuz 2008
Tebe-i tâbiînden olan hadîs ve fıkıh âlimi Abdülvâhid bin Zeyd şöyle anlatır: Bir defâsında deniz yolculuğuna çıkmıştık. Bindiğimiz gemi fırtınaya tutuldu. Sonunda dalgalar bizi ıssız bir adaya sürükledi. İnip dolaşmaya başladık. Puta tapan bir adama rastladım. “Neden bu puta tapıyorsun. Bu ne fayda ne de zarar verir!” dedim.
“Siz kime taparsınız?” diye sorunca; “Her şeyi yaratan, her şeye kâdir olan Allahü teâlâya ibâdet ederiz” dedim.
Tövbeye sebep olan Basra güzeli
Meşhurların Son Sözleri
Çarşamba, 16 Temmuz 2008
Yakışıklı bir yiğit olan Hasan-ı Basrî, bir gün sokakta giderken çok güzel bir kadına rastlar. Onu rahatsız edecek şekilde bakınca kadın şöyle der:
- Utanmaz mısın ey delikanlı?
- Kimden utanayım?
- Şol Zât-ı Ecelli Âlâ’dan ki, gözlerin habasetini ve sadırda olan ahvali bilicidir.
Hadîs ve fıkıh âlimi Meymûn bin Mihrân
Meşhurların Son Sözleri
Salı, 15 Temmuz 2008
Meymûn bin Mihrân hazretleri, Tâbiînin büyüklerindendir. Hadîs ve fıkıh ilminde büyük âlim idi. Kûfe’de yetişti. Sonra Rakka’ya yerleşti. 657 (H.37)’de doğdu. 734 (H. 116)’de Cezire’de vefât etti. Halife Ömer bin Abdülaziz tarafından kâdı ve vâli olarak Cezire’ye tâyin edildi. Ömer bin Abdülaziz buyurdu ki:
“Ebû Eyyûb Meymûn bin Mihrân ve onun emsâli olan büyük âlimler, aradan gider (vefât ederlerse), halk kumandandan mahrum kalan askere döner.”
Bu mübarek zat, Hasan-ı Basrî hazretlerinin dostlarından idi. İlerlemiş yaşlarında bir gün, oğlu Amr ile Basra sokaklarında dolaşmaya çıktı. Baba oğul dolaşırken, yüksekçe bir yere gelirler ki, Meymun bin Mihran burayı aşacak gibi değildir. Amr babasını sırtına alarak, bu engeli aşarlar...
Budin Beylerbeyi İbrâhîm Paşa
Meşhurların Son Sözleri
Pazartesi, 14 Temmuz 2008
Avusturya İmparatorluğu hakimiyetinde bulunan Macar beylerinden Tökeli İmre 1673 yılında ayaklandı, sonra Osmanlı Cihan Devleti’ne sığındı. Sadrâzam Merzifonlu Kara Mustafa Paşa, Budin Beylerbeyi Uzun İbrâhîm Paşa’yı, Serdar (başkomutan) atayarak, Tökeli İmre’yi Orta Macaristan’ın başına geçirmekle görevlendirdi...
Bizans imparatorunu hayran bırakan iman
Meşhurların Son Sözleri
Pazar, 13 Temmuz 2008
Abdullah bin Huzâfe es-Sehmî ve seksen kadar arkadaşı Bizanslılara esir düşmüştür... Onlara bizzat imparator tarafından dinlerinden dönmesi için çok baskı yapılır. Bilhassa Abdullah bin Huzâfe’ye... Ancak o, böyle bir dönekliği kesinlikle reddeder. Tâgiye (imparator), İslâm dininden dönüp Hıristiyanlığı kabul etmezse kazanda yakacağını söyler. O yine dönmeye yanaşmaz...
Kazanlı müderris Murad Remzi
Meşhurların Son Sözleri
Cumartesi, 12 Temmuz 2008
Muhammed Murad Remzi Kazanî 1854’te, bugün Rusya içinde bulunan Tataristan Cumhuriyetinde (Kazan Ülkesi) dünyaya gelmiştir. 8 yaşına geldiğinde ise bölgenin meşhur hocalarından Molla İsmail Kaşgârî’nin talebelerinden olan dayısı Şeyh Molla Hasenüddin’in medresesine başlamış, kısa zamanda Arapça ve Farsça’yı öğrenmiştir. 18 yaşına kadar dayısının yanında Sarf, Nahiv, Mantık, Ahlak, Fıkıh ve Kelam ilimlerini okumuştur...
Ahmed bin Üstâzü'l-A'zam
Meşhurların Son Sözleri
Cuma, 11 Temmuz 2008
Asîl ve âlim bir âileye mensûb olan Hadramûtlu velî Ahmed bin Üstâzü’l-A’zam, ilk tahsîlini babasından gördü. Küçük yaşta Kur’ân-ı kerîmi ezberledi. Babası ona iyi bir eğitim ve terbiye verdi. Babasının en küçük oğlu olduğu için kardeşleri onu çok severlerdi...