Abbasi Halîfesi Mütevekkil
Meşhurların Son Sözleri
Çarşamba, 05 Kasım 2008
Abbasi Halîfesi Mütevekkil, salih bir kimse idi. Bir gün, sırçadan, camdan yapılmış olan, alt ve üst tarafından su akan sarâya girmişti. Yakın adamları ve nedîmleri, sohbet dostları da yanında idi. Oturup sohbet ederlerken, güldü. Yanında bulunanlar, “Allahü teâlâ seni hep güldürsün, ey mü’minlerin emîri, gülmenizin sebebi nedir?” dediler.
Az iş yaptı fakat çok kazandı!..
Meşhurların Son Sözleri
Salı, 04 Kasım 2008
Berâ bin Âzib (radıyallahü anh), Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimizin hicretinden önce Medîne-i münevverede küçük yaşta iken Müslüman oldu. Babası Âzib de Sahâbî idi...
Berâ bin Âzib, Resûlullahın ve diğer sahâbenin hicretlerini şöyle anlatıyor:
Yemâme şehidi Ebû Dücâne
Meşhurların Son Sözleri
Salı, 04 Kasım 2008
Ebû Dücâne hazretleri, Peygamber efendimizin Mekke’den Medîne’ye hicret etmesinden önce Müslüman oldu. Bedr, Uhud, Hendek, Benî Nâdir, Benî Kureyzâ savaşlarında ve Mekke’nin fethinde bulundu
Yahudi'yi iman ettiren adalet...
Meşhurların Son Sözleri
Pazartesi, 03 Kasım 2008
Hazreti Ali (radıyallahü anh) zırhını kaybetmişti. Onu çok aradı, fakat bulamadı. Bir gün Kûfe’ye gelmişti. Zırhını bir Yahudinin elinde gördü. Yahudi’ye;
-Bu zırh benimdir. Onu ne sattım, ne de kimseye verdim. Sende nasıl oluyor? diye sordu.
Yahudi de;
-Hayır bu, benim zırhım, diye cevap verdi. O zaman Hazreti Ali;
-Gel kadıya gidelim, buyurdu.
Buhâra velilerinden Hâce Hamîdüddîn
Meşhurların Son Sözleri
Pazar, 02 Kasım 2008
Hâce Hamîdüddîn, Buhâra âlim ve velilerindendir. Şah-ı Nakşşibend hazretleriyle aynı devirde yaşamıştır. Yetiştirdiği talebelerinin büyüklerinden Seyfeddîn Menârî, hocasından duyduğu nasihatleri şöyle nakleder:
Mübarek hocama “Dünyâ nedir?” diye sorulduğunda; “Allah’tan gayri her şey dünyâdır. Senin nefsin alçak ve aşağıdır. Nefsine yakın olan her şey dünyâdır... Dünyâ nefsin evidir ve dünyâlıklar onun harp âletleridir. O kendi evinde rahat durmakta, arkadaş ve dostlarından da yardım beklemektedir. Rûh ise bu âlemde kendi arkadaş ve akrabâlarından uzak kalmış, aslını unutmuştur. İlâhî bir yardım gelmedikçe, ondan bir iş, bir fayda gelmez” buyurdu
Anadolu velilerinden Hoca Ahmed Fakih
Meşhurların Son Sözleri
Cumartesi, 01 Kasım 2008
Hoca Ahmed Fakih hazretleri, Horasan’da dünyaya geldi. Burada medrese tahsili gördü ve fıkıhdaki üstün bilgisinden dolayı kendisine “fakih” denildi. Ayrıca İran Edebiyatı’na vakıf oldu ve pek çok şiirleri vardır.
Câferi Sâdık'a itiraz eden adam
Meşhurların Son Sözleri
Cuma, 31 Ekim 2008
Süfyân-ı Sevrî hazretleri, bir gün Câfer-i Sâdık’ın evine gitti. Câfer-i Sâdık ona şöyle buyurdu: “Ey Süfyân! Sen, zaman zaman sultân ile görüşüyorsun. O seni arıyor, sen de ona gidiyorsun. Ben ise, mümkün mertebe sultandan uzak duruyorum. Zamânın hâli bunu îcâb ettiriyor. Yanımdan hemen çık, git!”
Allahım, Amir bin Tufeyli helak eyle!
Meşhurların Son Sözleri
Çarşamba, 29 Ekim 2008
Meşhur hadis ve fıkıh âlimi İmâm-ı Beyheki, siyer âlimi ve muhaddis İbn-i İshak’tan şöyle nakleder: Amîr Oğullarının heyeti Resulullah (sallallahü aleyhi ve sellem) Efendimize geldiği zaman, içlerinde Amir bin Tufeyl ile Erbed bin Kays, Hâlid bin Cafer ve Hayyan bin Mâlik de vardı...
Gözyaşı denince... Atâ es-Süleymî
Meşhurların Son Sözleri
Çarşamba, 29 Ekim 2008
Atâ es-Süleymî, Tâbiîndendir. Basra’da doğdu. 757 (H.140) senesinden sonra vefât etti. Eshâb-ı kirâmdan Enes bin Mâlik hazretleriyle görüştü. Zamânın velîlerinden ve başka âlimlerden ilim ve edeb öğrendi..
Hanbelî fıkıh âlimi Hasen bin Hâmid
Meşhurların Son Sözleri
Salı, 28 Ekim 2008
Hasen bin Hâmid el-Bağdâdî, Bağdad’da yetişen Hanbelî âlimlerindendir. Bağdadlı olup, birçok âlimden çeşitli ilimler aldı. İlminden çok kimseler istifâde etti. Devlet idarecilerine ve halka ders verir ve her mes’elede kendisinin fetvasına başvurulurdu...