Rabbinize yalvararak ve gizlice duâ edin
Ebû Nasr Kâşânî hazretleri hadîs ve Şafiî mezhebi fıkıh âlimidir. 454 (m. 1062)’de Türkistan’da Merv’in Kâşan köyünde doğdu. 529 (m. 1135)’de vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:
Âyet-i kerîmede meâlen buyuruldu ki: “Rabbinize yalvararak ve gizlice duâ edin. Muhakkak ki Allah, bağırıp çağırarak haddi aşanları sevmez” (A’râf-55).
Peygamber efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) hadîs-i şerîflerde buyurdular ki:
“Duâ ibâdettir.”
“Allahü teâlâya duâdan daha sevgili birşey yoktur.” Duâ, Mabûd’un zikrini, O’na senayı (övmeyi), kulun O’na yöneldiğinde günahını (ve aczini) itirâfını ihtivâ etmelidir. Böylece, talep edilen ve vadedilen elde edilmiş olur. Duânın şartlarından bazıları şunlardır:
Kalbin huzur ve sükûn içinde olması, ellerin kaldırılması, avuç içlerinin semâya döndürülmesi, din ve dünyâ salâhı için duâ edilmesi, günah ve sıla-i rahmi terk ettirici şeylerle duâ edilmemesi...
Bir hadîs-i kudsîde buyuruldu ki: “Allahü teâlâ buyuruyor ki: Sabır senden (kulumdan), sevap vermek benden, duâ senden, duâyı kabul etmek bendendir.”
Buhârî’nin Hazreti Ömer’den rivâyet ettiği hadîs-i şerîfte, Peygamber efendimiz “Ameller(in kıymeti), ancak niyetlere göredir. Herkesin niyet ettiği ne ise, eline geçecek olan ancak odur. Artık, nail olacağı bir dünyâ veya nikâh edeceği bir kadından dolayı hicret etmiş kimse varsa, hicreti (Allahın ve Resûlünün rızâsı için değil) hicret etmiş olduğu şey içindir” buyurdu. İmâm-ı Şafiî hazretleri buyurdu ki: “Bu hadîs-i şerîf, ilmin üçte biridir.”
Ebû Dâvûd Sicistânî ise ilim, şu dört hadîs-i şerîf üzerinedir: “Helâl bellidir. Haram bellidir.” “Ameller niyete göredir.” “Sizi neden nehyetmişsem, ondan sakınınız. Neyi emretmişsem, onu gücünüzün yettiği kadar yapınız.” “İslâmda zarar vermek ve zarara zarar ile mukâbelede bulunmak yoktur.”
Bu hadîs-i şerîfin râvîsi, Eshâb-ı kirâmın en üstünlerinden ve hak ile bâtılı ayırıcı (Fârûk) olan Hazreti Ömer’in annesi, Hantebe binti Hişâm bin Mugîre’dir. Hazreti Ömer’in babası, Hattâb bin Tufeyl bin Abdüluzzâ’dır. Peygamber efendimiz, Hazreti Ömer’i Cennetle müjdelemiş ve buyurmuştur ki: “Allahü teâlâ doğruyu, Ömer’in dili ve kalbi üzerine koymuştur.” Onun rızâsı izzet, kızması adâlet idi. Şeytan ondan kaçardı. Allahü teâlâ, onunla İslâmiyeti kuvvetlendirdi. Semâdaki melekler, onun Müslüman olduğunu birbirlerine müjdelediler.
Toplam Görüntülenme: 622
Yayın tarihi: Salı, 10 Aralık 2019
Bunları okudunuz mu?
- İmansız gitmenin sebepleri
- Fransız kültürüyle yetişen Paşa
- İlim müminin dostu hilm ise veziridir
- Rabbinize istiğfar edin ki
- Hakîki âlim, sadece Allahın rızâsını ister
- Tasavvuf, nefsi ve kalbi temizlemek demektir
- Kendisine, âlimlerin talebe olduğu zat
- Tehlikenin başı haram yemektir
- Kalbine ve mîdesine dikkat eden kurtulur
- Borcumu ödemek nasip eyle yâ Rabbî