Edep, insanın nefsini tanımasıdır
Ebû Bekr bin Ömer Zeylaî hazretleri evliyânın büyüklerindendir. Yemen’in Lihye şehrinde doğdu. 1042 (m. 1632)’de aynı yerde vefât etti. Sohbetlerinde buyurdu ki:
Sehl bin Abdullah, “Kim nefsini edepli olmaya zorlarsa, ihlâs ile kulluk etmesi mümkün olur” buyurdu. Büyüklerden biri de, “En üstün edeb, tövbe ve nefsi günahlardan menetmek, uzak durmaktır” buyurdu.
Ebû İmrân şöyle demiştir: Dört güzel hasletle üstün hâle kavuştum. Beşir bin Haris’i rü’yâmda gördüm. Buyurdu ki: “Dört haslete yöneldin, fakat edebi terk ettin, hâlbuki edeb en önemli iştir.”
Süfyân-ı Sevrî hazretleri buyurdu ki: “Güzel edeb, Allahü teâlânın gazabını söndürür.”
Yahyâ bin Muâz: “Kim tam bir edeb ile edeblenirse, Allahü teâlânın sevdiği, muhabbet ehli kimselerden olur” buyurdu.
Ebû Muhammed Harirî şöyle buyurmuştur: “Yirmi sene müddetle ayağımı uzatıp oturmadım. Dedim ki: Rabbime karşı edebli olmak, benim için daha evlâdır.” Buyuruldu ki: “Üç haslet vardır ki, bunlara sâhib olan mahrûm kalmaz. Edeb ehliyle beraber bulunmak, güzel edeb sahibi olmak ve başkasına eziyet etmemek.”
Cüneyd-i Bağdadî, Ebû Hafs’a “Eshâbını, talebelerini ve sultanları edeblendirdin” dedi. O da, “Yemîn ederim ki, zâhirde, dışta görünen güzel edeb, bâtının, için, kalbin edebli olduğuna alâmettir” dedi.
Sehl bin Abdullah hazretlerine "nefsin edebi nedir?" diye sorulunca buyurdu ki: “Nefsinizi üç şey ile edeblendiriniz: Gâfil kimselerle birlikte bulunmayınız. Çünkü onlar dünyâ işlerine dalarlar (Kendilerini unuturlar). Nefsin, yasak edilen şeylere dalmasına ve uyumada, yemede ve içmede (mubahlarda) aşırı gitmesine engel olunuz. Bir de helâl lokma yiyiniz...”
Abdullah bin Menâzil’e "edeb nedir?" denilince, “Çok çeşitli tariflerini yapmışlardır. Biz de deriz ki, edeb; insanın nefsini tanıması, bilmesidir.”
Ebû Ali Rodbârî buyurdu ki: “Nefis, kötülüklere dalmak sûretiyle kendini mahveder. Kul, nefsini terbiye etmekle mükelleftir. Nefis, yaratılışı icâbı muhalefet edicidir. Kul, nefsinin muhalefetini kırmaya çalışmalı ve kötü isteklerini yapmasına mâni olmalıdır. Kul, ne zaman nefsine karşı bunu yapmayı ihmâl ederse, kendinin helake sürüklenmesinde nefsine yardım etmiş olur. Hazreti Ali bu husûsta buyurdu ki: “Kim nefsine kötü isteklerini yapması husûsunda yardım ederse, kendinin helak olması için nefsine yardım etmiş olur.”
Toplam Görüntülenme: 648
Yayın tarihi: Pazar, 26 Ağustos 2018
Bunları okudunuz mu?
- Her an murâkabe üzere olmalıdır
- Akıl, iyiyi kötüden ayıran bir kuvvettir
- Melekler de Allahü teâlânın kullarıdır
- İmam olmanın sorumluluğu
- Âlimler olmasaydı insanlar helak olurdu
- Allahü teâlâya hakîkî kul olmak
- Dostun sevdiği kimseler, insana güzel görünür
- Allahım, takdirine râzı olmayı nasip eyle
- Her işin bir güç bir de kolay tarafı vardır
- Âhiret yolculuğu için takvâyı azık edinin