Biz ona şeytanı musallat ederiz

Yûsufzade Hasan Hoca Bursa’da Emîr Sultan hazretlerinin halifelerindendir. Balıkesir’de doğdu. 846 (m. 1442)’de hacdan dönerken, Kudüs’te vefât etti... 

Emîr Sultan vefât etmeden önce, talebeleri ve sevenleri kendinden sonra irşâd vazîfesi için bir kimseyi vazîfelendirilmesini istediler. O da; “Vefât ettiğimde, filân kimseye gidin. O kimi gösterirse, o irşâd makamına geçsin” dedi. Emîr Sultan vefât edince, bu zâtın yanına gittiler. Durumu bildirdiler. Bu zât; “Arş-ı a’lâya bakınız” dedi. O kimsenin kerâmetiyle, Arş’ta Seyyid Emîr Buhârî’yi oturuyor gördüler. Yanında da Hasan Hoca oturuyordu. Bu işâretten Emîr Sultan’ın yerine Hasan Hoca’nın irşâd makamına geçeceğini anladılar. Hasan Hoca, böylece Emîr Sultan’dan sonra halîfe olarak irşâd makamına geçti.
Bu mübarek zat, bir sohbetinde, zikir hakkında şunları buyurdu:
Allahü teâlâdan başka her şey karanlıktır. Bütün nûrlar, Allahü teâlâdadır. O’nu anıp hatırlamak, O’nun lütfettiği nûrlar ile kalbin aydınlanmasına, nurlanmasına, beşeri karanlıkların kalpten ve rûhtan gitmesine vesile olur. Allahü teâlâ, zikrin faydalarını beyân buyurduğu gibi, zikirden yüz çevirmenin zararlarını da Kur’ân-ı kerîmde meâlen şöyle beyân buyurmuştur: “Her kim, Rahmân'ın zikrinden uzak kalırsa, biz ona şeytanı musallat ederiz. Artık bu ona arkadaştır.” (Zuhruf-36) Şöyle ki, şehvet, gadab, vehm, hayâl gibi şeylerin hepsi, insanı cismânî ve maddî şeylerle meşgûl olmaya davet eder. Allahü teâlâ ile meşgûl olmak, O’nu anıp hatırlamak, böyle maddî şeylerle meşgûl olmanın zıddıdır. Bir şey iki zıt şeyden birine yakın olursa, diğerinden uzaklaşır, işte cismânî şeylere yakın olmak, rûhanî şeylerden uzaklaşmaya vesile olur. Allahü teâlâyı zikretmek, pek şerefli bir iştir. Çünkü Allahü teâlâ, kulluk makamında meleklerin derecelerini beyân buyururken, onları zikretmeleri sebebiyle medheyledi ve Kur’ân-ı kerîmde meâlen; (Eğer Allaha ibâdet etmekten çekinir kibirlenirlerse, bilsinler ki, Rabbinin katında bulunan melekler hiç usanmayarak, gece ve gündüz O’nu tesbih ederler) buyuruyor. (Fussilet-38).
Resûlullah (sallallahü aleyhi ve sellem), Allahü teâlânın şöyle buyurduğunu bildirdi: “Ben kulumun, beni zannına göreyim. Kulum beni anınca, ben onunla beraber olurum. Eğer kulum beni nefsinde anarsa, ben de onu zâtımda anarım. Eğer beni bir cemâat içerisinde anarsa, ben de onu ondan daha hayırlı bir cemâat (melekler) arasında anarım.”

Toplam Görüntülenme: 750

Yayın tarihi: Perşembe, 22 Mart 2018

Bunları okudunuz mu?