Üsâme mutlaka savaşa gidecek

Hişâm bin Urve bin Zübeyr hazretleri Tabiînin büyük hadîs âlimlerindendir. Aşere-i mübeşşereden Zübeyr bin Avvâm’ın (radıyallahü anh) torunudur. 61 (m. 680)’de Medîne-i münevvere’de doğdu. Bağdâd’ta 146 (m. 763)’de vefât etti. Buyurdu ki: 

Hazreti Ebû Bekir (radıyallahü anh) halife seçilince, Üsâme’nin (radıyallahü anh) ordusunu göndermek husûsundaki ihtilâfı gidermek için Ensârı topladı ve “Üsâme mutlaka savaşa gidecek” buyurdu. Bu sırada bütün Arab kabilelerinden bazıları dinden dönmüşlerdi. Büyük bir fitne çıkmıştı. Eshâb-ı kiramın Peygamber efendimizin (sallallahü aleyhi ve sellem) firak ateşiyle, şaşkın bir hâlde olmasından, Hıristiyanlar, Yahûdiler ve yalancı peygamberler, Müslümanları yok etmek için fırsat kolluyorlardı. Eshâb-ı kiram, Hazreti Ebû Bekir’in bu sözünü işitince; “Bütün Eshâb bu fikrinizden dolayı seni tenkit ediyorlar, onları kendinden uzaklaştırma” dediler. Hazreti Ebû Bekir “Kudret, kuvvet ve irâdesiyle Ebû Bekir’i yaşatan Allahü teâlâya yemîn ederim ki, arslanların beni parçalayacaklarını dahi bilsem, Resûlullah efendimizin emrettiği üzere Üsame’yi mutlaka savaşa göndereceğim. Medine’de benden başka hiç kimsenin kalmayacağını bilsem dahi onu yine göndereceğim” buyurdu. Bilâhare Üsâme ordusu savaşa gitti. Yalancı peygamber Müseyleme ve taraftarları ise; Müslümanlar böyle büyük bir orduyu savaşa gönderdiklerine göre, bundan daha fazlası Medîne-i münevverede vardır düşüncesine kapılarak, hücum etmeye korkmuşlardır. Böylece Hazreti Ebû Bekir’in Resûlullah efendimize bağlılığının bereketlerini bütün Eshâb-ı kiram açıkça gördüler...
Ebû Tâlib vefât etmeden önce, müşriklere karşı Peygamber efendimizi himâye ederdi. O’nun vefâtından sonra, yapamadıkları her türlü hainliği yapıyorlardı. Hattâ müşriklerin sefihlerinden birisi Peygamber efendimizin mübârek başına toprak attı. O sefîh, Resûlullahın mübârek başına toprağı saçtığı zaman, Resûlullah efendimiz toprak başının üzerinde olduğu hâlde evine geldi. Onu mübârek kızlarından birisi karşıladı. Resûlullah efendimizi bu hâlde görünce ağlayarak üzerindeki tozu toprağı temizlemeye başladı. Bu sırada Resûlullah efendimiz kızına “Ey kızcağızım ağlama. Çünkü, Allahü teâlâ babanı koruyacaktır” dedi. Bu arada “Ebû Tâlib vefât edinceye kadar, Kureyş’ten bu derece hoşuna gitmeyen bir şey başına gelmedi” buyuruyordu.

Toplam Görüntülenme: 920

Yayın tarihi: Cumartesi, 25 Kasım 2017

Bunları okudunuz mu?