İnsanların elindekine düşkün olma ki

Ebü’l-Feth Kavvâs hazretleri hadîs âlimlerindendir. 303 (m. 915)’de Bağdâd’da doğdu. 385 (m. 995) yılında, aynı yerde vefât etti. Rivayet ettiği hadis-i şeriflerden bazıları:

Sehl bin Sa’d (radıyallahü anh) rivâyet etti: Resûlullah efendimize (sallallahü aleyhi ve sellem) birisi gelerek: “Yâ Resûlallah! Bana bir amel öğret de, onu yaptığım zaman, Allahü teâlâ ve insanlar beni sevsin” dedi. Resûlullah efendimiz “Dünyâya kıymet verme. O zaman Allahü teâlâ seni sever. İnsanların elindekine düşkün olma. O zaman da seni insanlar sever” buyurdu.
Câbir (radıyallahü anh) buyurdu ki: “Resûlullah efendimize birisi gelip: “Yâ Resûlallah! Bana bir şey öğret de, onu yapmak sûretiyle Cennete gireyim. Fakat fazla bir şey olmasın. Bunun üzerine Peygamber efendimiz: 'Kızma' buyurdular.”
Yahudilerin Medine’de ileri gelen âlimlerinden iken, Müslüman olmakla şereflenen Abdullah bin Selâm, Medine çarşısında sırtında odun taşımaktaydı. Kendisine: “Allah seni sırtında odun taşımaya muhtaç etmediği hâlde, bu şekilde dolaşmanın sebebi nedir" diye sorulunca: “Kibrimden kurtulmak istedim. Çünkü Resûlullah efendimiz, (Kalbinde bir hardal tanesi kadar kibir bulunan kimse, Cennete giremeyecektir) buyurdu” dedi.
Zeyd bin Erkâm (radıyallahü anh) anlatır: Resûlullah efendimiz bir hastalığımda evimi teşrîf etti ve “Bu hastalığından sana bir şey olmaz. Fakat, benden sonra yaşadığın takdîrde âmâ olursan ne yaparsın?” buyurdu. “O zaman sabreder ve sevâbını Allahü teâlâdan beklerim” diye cevap verdim. Resûlullah efendimiz: “Bu takdîrde sorgusuz sualsiz Cennete girersin” buyurdu. Resûlullah efendimizin vefâtından sonra gözlerim görmez oldu. (Bir diğer rivâyette, Zeyd bin Erkâm’ın gözlerinin, vefâtına yakın tekrar açıldığı bildirilmektedir.)
Hazret-i Ömer anlatır: Resûlullah efendimiz yeni bir elbise giyerken, elbise göğsüne kadar gelince: “Mahrem yerlerimi örten ve dünyâda beni güzelleştiren elbiseyi bana giydiren Allaha hamd olsun. Kuvvet ve irâdesi ile yaşadığım Allaha yemîn ederim ki, yeni bir elbise giyip de, benim söylediğim gibi söyleyen ve sonra da eskilerini Allah rızâsı için bir fakîre giydiren her Müslüman, giydirdiği o elbisenin bir ipliği dahi fakîrin üzerinde bulunduğu müddetçe, kendisi hayatta olsun, ölmüş olsun, Allah’ın himâyesinde olur” buyurdu.

Toplam Görüntülenme: 869

Yayın tarihi: Pazar, 03 Eylül 2017

Bunları okudunuz mu?