Doğruluk, sözün süsüdür

Cemâlüddîn Zeyleî hazretleri hadîs ve Hanefî mezhebi usûl-i fıkıh âlimidir. 762 (m. 1360) senesinde vefât etti. Bir dersinde buyurdu ki:

Güzel ahlak ile huylanmak lazımdır. Güzel huylardan bazılarını bildiriyorum: Ali bin Ebî Tâlib (radıyallahü anh) buyurdu ki: “Doğruluk, sözün süsüdür.” Doğruluk insanı korkulardan, belâlardan korur. Yalan, insana bir anlık emniyet sağlıyor gibi görülse bile, sahibini tehlikelere götürür ve alçaltır. Yalan hastalık, doğruluk ise şifâdır. Doğru konuşmak, kardeşlerine, dostlarına yardım etmek ve her an Allahü teâlâyı hatırlamak olup mürüvvettendir.”
Doğru konuşmak için, çok konuşmaktan sakınmalıdır. Âlimler buyurmuşlardır ki: “Kendisini ilgilendirmeyen mevzularda çok konuşan kimse, doğru konuşmaktan, başkalarının; 'Bu kimse her zaman doğru konuşur' şeklindeki intibalarından mahrum kalır. Çünkü yerli yersiz, doğru yanlış çok konuşan kimse, mutlaka yalan söz söyler.”
Lokman Hakîm oğluna buyurdu ki: “Oğlum! Doğruluğa sımsıkı yapış. Yalandan uzak dur.”
Zâhidlerden bir zât buyurdu ki: “Her kimde şu dört haslet bulunursa, Allahü teâlâ onun hatalarını iyiliğe çevirir. Bu hasletler; doğruluk, nimete şükür, hayâ ve güzel ahlâktır.” 
Fudayl bin Iyâd hazretleri buyurdu ki: “İnsanları, doğruluktan daha güzel birşey süsleyemez.” 
İbn-ül-Mugter hazretleri buyurdu ki: “Araştırma yaptığında, doğruluğun şecaatle, yalanın da korkaklık ile beraber olduğunu görürsün.”
Sırrı gizlemek, iyi kimselerin ahlâkındandır. Sırrı gizlemek, hür olarak yapılan işlerin zarardan en uzak olanıdır. Muhalleb bin Ebî Sufre diyor ki: “Şerefli huyların en aşağısı, sırları gizlemek; en yükseği de, kendisine sır olarak söyleneni unutmaktır.” Sırrı gizlemek, insanın kötülüklerden uzak kalmasını temin eder. Sırrını herkese söylemek ise pişmanlık meydana getirir. Sırrını dirayetli bir kimseye veren zelîl olur. Sırrını cahil bir kimseye bırakan kaybeder. Kim de sırrı ile baş başa kalırsa, ganimete konar” demişlerdir.
Hazreti Ali (radıyallahü anh) buyurdu ki: “Sırrın senin esirindir. Onu açıklarsan, sen onun esiri olmuş olursun. Akrabayı, yakınlarını gözetmek, ziyaret etmek ve yardım etmektir. İyi bir haslettir. Câhiller arasında pek itibar edilmese de, fazilet ehli arasında bu hususa pek riayet edilir. Hazreti Muâviye, Hazreti Ömer bin Hattâb’a (radıyallahü anhüma) mürüvvetten suâl edince; “Allahü teâlâdan korkmak ve sıla-i rahimdir” cevâbını verdi.

Toplam Görüntülenme: 929

Yayın tarihi: Salı, 27 Haziran 2017

Bunları okudunuz mu?