Ben varken ona dokunamazsın

Selâm bin Ebî Mutî hazretleri Tebe-i tabiînin büyük hadîs âlimlerindendir. Basra’da doğdu. 164. (m. 780) senesinde vefât etti. Rivâyet ettiği hadîs-i şeriflerden bazıları:

Şuayb bin Habbab’dan, o da Enes bin Mâlik’den (radıyallahü anh) rivâyet etti. Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdular ki: “Yüz Müslümanın namazını kıldığı cenâzeyi, Allahü teâlâ af ve mağfiret buyurur.”
Katâde’den, o da Hasan bin Semrete’den (radıyallahü anhüma) rivâyet etti. Resûlullah efendimiz buyurdular ki: “Erkek çocuğu, akîka karşılığında rehindir. Doğumunun yedinci günü akîka hayvanı kesilir, başı tıraş edilir ve isim konur.” (Akîka, çocuk nimetine karşılık, Allahü teâlâya şükür niyeti ile hayvan kesmektir. Çocuğa yedinci günü isim koymak ve başını kazıyıp, saçının ağırlığı kadar, erkek çocuk için altın veya gümüş, kız için gümüş sadaka vermek ve erkek için iki, kız için bir akîka hayvanı kesmek müstehaptır.)
Selâm bin Ebî Mutî hazretlerinin kıymetli sözleri:
“Zühd üç kısımdır: Birinci kısım, işi de sözü de sırf Allahü teâlânın rızâsı için yapmaktır. İkinci kısım, iyi olmayan şeyleri terk edip, iyi ve güzel işleri yapmak. Üçüncü kısım ise, mübah olan şeyleri lâzım olduğu kadar kullanmak. Bu en aşağı derecedir.”
“Bir hastayı ziyâret için yanına gitmiştim O inler bir vaziyette idi. Bunun üzerine ona; 'Yolların kenarında kimsesiz, bakanı olmayan, evi ve sığınacak bir yeri bulunmayan, hizmet edecek kimseleri olmayıp, yapayalnız, acılarıyle baş başa kalmış kimseleri hatırla da, hâline şükret. Niçin bu kadar inleyip durursun' dedim. Daha sonra tekrar ziyâret ettiğimde böyle bir iniltisini duymadım ve bana 'Hâlime şükürler olsun. Hizmet edenim var, evim var, çok kimse bundan mahrum. Bunları düşündükçe, Rabbime nasıl şükredeceğimi bilemiyorum' dedi.”
“Bir gün Mâlik bin Dinar’ın yanına gittim. Vakit gece idi. Işığı falan yoktu. Sadece ekmek yiyordu. Yanında yemek yapacak kabı da yoktu. Ona 'Bu ne hâl böyle!' dedim. Bunun üzerine bana 'Beni bırakınız. Geçen günlerime yanıyorum. Koskoca bir ömür geçti gitti. Hiçbir şey yapamadım' dedi."
"Ölen kimse kabre konunca, onun dünyâda iken yaptığı iyi amelleri her taraftan gelerek etrâfını kuşatırlar. Bu sırada, oraya azap meleği gelir. Onun sâlih amellerinden birisi, azap meleğine, 'buradan uzaklaş, ben varken ona dokunamazsın' der."

Toplam Görüntülenme: 929

Yayın tarihi: Salı, 21 Şubat 2017

Bunları okudunuz mu?