Namazı kendimize mîrac yapmalıyız

Kâdı Yakub Berzebînî hazretleri Hanbelî mezhebi fıkıh, tefsir ve hadîs âlimlerinin büyüklerindendir. 409 (m. 1018)’de Bağdad’ın Berzebîn köyünde doğdu. 486 (m. 1093)’de vefât etti. Bir dersinde şöyle yazmaktadır:

Resûlullah efendimiz (sallallahü aleyhi ve sellem) buyurdu ki: 
(İnsanın, Rabbine en yakın olduğu zaman, namaz kıldığı zamandır.) Namaz kılan bir kimse, Rabbi ile konuşmakta, Ona yalvarmakta ve Onun büyüklüğünü ve Ondan başka her şeyin hiç olduğunu görmektedir. Bunun için, namazda korku, dehşet, ürkmek hâsıl olacağından, tesellî ve rahat bulması için, namazın sonunda, iki defa selâm vermesi emir buyuruldu. Peygamberimiz bir hadis-i şerifte, (Farz namazdan sonra 33 tesbîh, 33 tahmîd, 33 tekbîr ve bir de tehlîl) emretmiştir. Bunun sebebi, namazdaki kusurlar (Tesbîh) ile örtülür. Lâyık olan, tâm ibâdet yapılamadığı bildirilir. (Tahmîd) ile, namaz kılmakla şereflenmenin Onun yardımı ve eriştirmesi ile olduğu bilinerek, bu büyük nîmete şükür, hamd edilir. (Tekbîr) ederek de, Ondan başka ibâdete lâyık kimse olmadığı bildirilir.
Namaza dururken, (Allahü ekber) demek, (Allahü teâlânın, hiçbir mahlûkun ibâdetine muhtaç olmadığını, her bakımdan hiçbir şeye ihtiyacı olmadığını, insanların namazlarının, Ona faydası olmayacağını) bildirmektedir. Namaz içindeki tekbîrler ise, (Allahü teâlâya karşı yakışır bir ibâdet yapmaya liyâkat ve gücümüz olmadığını) gösterir.
Rükûdaki tesbîhlerde de, bu mana bulunduğu için, rükûdan sonra, tekbîr emrolunmadı. Hâlbuki secde tesbîhlerinden sonra emrolundu. Çünkü, secde tevâzu ve aşağılığın en ziyâdesi ve zillet ve küçüklüğün son derecesi olduğundan, bunu yapınca, hakkı ile, tam ibâdet etmiş sanılır. Bu düşünceden korunmak için secdelerde yatıp kalkarken, tekbir söylemek sünnet olduğu gibi, secde tesbihlerinde a’lâ demek emrolundu.
Namaz, müminin mîracı olduğu için, namazın sonunda, Peygamber efendimizin mîrac gecesinde söylemekle şereflendiği kelimeleri [yâni, Ettehıyyâtü'yü] okumak emrolundu. O hâlde, namaz kılan bir kimse, namazı kendine mîrac yapmalı. Allahü teâlâya yakınlığının nihâyetini namazda aramalıdır.
Namaz, şartlarına ve edeplerine uygun olarak kılınır ve yapılan kusurlar da böylece örtülüp, namazı nasip ettiğine de şükredip ve ibâdete, başka hiç kimsenin hakkı olmadığı, kalbinden temiz ve hâlis olarak, kelime-i tevhîd ile bildirilince, bu namaz, kabul olunabilir.

Toplam Görüntülenme: 1034

Yayın tarihi: Pazar, 19 Şubat 2017

Bunları okudunuz mu?